2 Ekim 2012 Salı

Ellerim Kangren, Eller Günahkar


Şimdi günaydın öldürdüm.
Katilin dönüp dolaşacağı yer olay mahalli.

Ben sabahları geliyorum kapına işte tam da bu yüzden.

Uzakta bir yere sokuluyorum.Evden çıkışını izliyorum.İşe giderken, uzun caddeyi yürürken elli adım arkanda oluyorum.Sen duymuyorsun.Görmüyorsun.Derken durağa geçiyorsun.Ben üç bina geride, bir apartmanın merdivenlerine çöküyorum.Otobüse biniyorsun.

Peşinden,taksi çeviriyorum,otobüsü takip et diyorum.Afallıyor genelde sabahları afyonu patlamamış taksi şöförleri.

Benim işim, seni sonsuza dek, sevmek.
Ben işimi yapıyorum.

Her gün rutin, bıkmadan mesaime bu şekilde başlıyorum.Tereddütsüz.

Akşamları zor oluyor çıkış saatini kestiremiyorum, belki işin oluyor, yetiştirmen gereken.

Çapraz caddenin kenarında duvar kıyısında bekliyorum.Çıkıyorsun.Eve dönüş yolculuğu sonra.

Sabahın aynısı benim için.

Sonra bu akşamı da rahat uyumak üzere eve dönüş seferim.

Ellerimi ceplerime sokuyorum.Geceler soğuyor.Ellerim dertli şikayetçi,mutsuz.

Ne vardı diyorlar, O'nun elleri olsaydı.
Haklılar.

Ellerim ellerinden bir ömür uzakta çok üşüyorlar.Gece yatağımda yastığın altına sokuyorum, olmuyor.

Ellerim kangrene yüz tutuyorlar.Minik avuçlarından, parmaklarından yüzyıllarca uzakta...

Üşüyorlar.Üşüyorum.

Ve en acısı,
ne zaman bitecek bütün bunlar bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder