30 Eylül 2012 Pazar

PAZAR YAZI DİZİSİ:3 "O Şarkı"


Şimdi onulmaz bir yara onarılmaz bir acı sonsuz işkence ile kucaklıyorum seni, sayın hayatın anlamsızlığı...."

Bulanan midesi nedeniyle taksiciden durmasını istediği bostancı sahiline karşı, karanlığa karşı dalga seslerine karşı böyle bağırdı adam.

sonra taksiciye döndü ve biliyor musun "ben hayatın anlamını bu kentin sokaklarında düşürdüm" dedi

dur bakalım genç adam dedi taksici hemen bütün olanlara sıcağı sıcağına anlam yükleme, iş olacağına varır.

Olacağına varmak?
Bırak usta; “yüklenecek anlamımız mı kalmış sanki, inceldiğimiz yerimizden koparmışlar bizi” diye ümitsizliğe kapıldı yeniden delikanlı .

ümitsizlik bu adamın şehrini nefesini ele geçirmişti ve duygu yüklü bir kamyonun şarampole yuvarlanmasıydı, yaşattıkları delikanlıya...

Delikanlı da böyle uçurumun eşiğine gelmişti.
tek eksikliğim, eksikliği...diye mırıldandı.

Sustu.
Taksiciye burada ineyim dedi.Bilmediği bir yer ancak sahil şeridi üzeriydi.Buraları bilmiyorsundur, bu saatler hiç kalma gel aslanım seni eve bırakayım karşıya geçeceğim zaten bırak kendine gelince hal çaresine bakarsın.

Alkolün etkisi adamı beylik laflara sürüklemişti.
Ama dedi; "Canım çok acıdı, gözünden düşerken"

Bir yerlerde okuduğu duyduğu ya da kendi aklına gelen cümlelerin rüzgarında savruldu bir kaç saniye.Rüzgar anıları savuruyordu o sıra.

"İlk gözlerini okudum bu şehirde, gidişinden beri kanıyorum kanattığın yerden. Artık ben bir yarayım oysa, oysa....

O artık sadece bana hançer.."

Taksici iyi niyetliydi ama telkinlerinin boşa gittiğinin gecenin sabaha çaldığının ve hatta bıkmaya başladığının farkındaydı.Amma da kafa ütüledin be oğlum dedi.

Bak,bende sevdim bir zamanlar ama kızın ailesi zengindi beni layık görmediler kızlarına.Öylece bitti işte, bu kentin bütün yollarını bilirim belki bir iz bir umut bu hayatta bir defa daha görebilmek umuduyla bir kez...

Taksiye binen hanımlara dikkatli bakarım dikiz aynamdan ilk bindiklerinde.Ama sonra her defa aynı umutsuzluk ve hüzünle kırarım direksiyonu.

"Giden gelmez bir daha genç adam..
"Gelmezzz..."

Delikanlı kızı hatırladı.Sesini.

Sesinde yosun tutmuş duvarların soğuk yüzünü hissetmişti son konuşmalarında; sesinde yılgın rüzgarların akşam kalabalığını sesinde bir daha hiç bir yüzyıla sığmayacak derin çığlıkları sustuğunu anımsamıştı.

Sesindeki yabancıyı bir de...
Sesi O'na benzemiyordu...

Gece beşe geliyordu.Şehre keder yağmaya başladı.Delikanlı serinleyen üşüyen havayı fark etti deniz sesi geliyordu oturduğu sahil kıyısındaki kayalığın ardından..

İki yaz evvelini sarılmak istedi birden..

devam edecek

26 Eylül 2012 Çarşamba

Korkunç Yalnızlıkların Ev Sahibi....



Çok uzun zaman oldu.
Eğer sakıncası yoksa uzun zaman uzak kalışları unutalım mı? Havadan sudan konuşalım. Mesela. Hava nasıl, nefes aldığın yerde?

Ben bir kaç yüzyıl uzaktayım sadece, haberim olmadığından merakım. korkma. Hayalet gibiyim zaten. Bir varım hep yokum. Korkma. Zararım dokunmaz sana. Ama ışığı kapatma. Bilirsin korkuyorum çocukluğumdan. Sana söylemiştim. Benim korkunç yalnızlıkların yegane ev sahibi olduğumu.

Kızma...

Yani hayat.bilmiyorum. dümdüz. eğri. kambur. içsel sıkıntıları büyüten insanlar için azıcık cehennem. azıcık diş ağrısı.
yani hayat. biraz iyi. ama değil. çok olduğunda uyandığın
bir rüya gibi. yani hayat. azıcık ölüm. azıcık mutluluk. her seferinde eksik kalan bitirilemeyen kitaplar gibi. Biraz sersemletir başta, sonra vurur tokatını yani çokça sensi,z çokça yalnız, çokça rüzgarlı çokça karanlık. Çokça da yağmurlu.

Ama ne olur ışığı kapama.

Tek düze ilişkilerden gelip geçici her şeyden dolayı, izin ver severek ayrılırım. Şimdi saat kaç?

Dur Bir .

Ayrılık saati kente geldiğinde kalkarız masadan. Bu Masaldan.

Dur. Hemen gitme.

Sensizlik en çok geceleri vuruyor biliyor musun. Yani şehri en çok geceleri benzin döküp yakasım geliyor.

Sus.

Her yanım toz toprak. Her yanım evlat acısı. Her yanım sen. Her yanım kör bıçak. Peki ya senin de benim gibi canın yanıyor mu, canın acıyor mu?

Hayır mı? Sus.
Dudaklarını yorma.

Bil.

Karanlıkların şöyle bir anlamı var. Herkes uyur. Sen uyumazken. Herkes uyurken sen uyumazsın. Sen herkes değilsin.

Onu bir kez görebilmek için sanırım öleceksin.

-Evet ölüyorum zaten şuan. Hayır öleceksin temelli.

Çünkü bir başkası, insanın hayatına nokta koyar.Çünkü hiç bir ten sevdiğinin tenine kokmaz o vakit.

Hiç bir vakit. Sus. Bana hiç bir zaman sus. Başkasına aitim, benim için bıçağın kör yanıdır. Bilirsin. Kesmediğin parmak kangren.

Bilirsin.
Ölüm Tanrının emri.
Bilirsin.
Çocuğumuzun adını...
Bilirsin.
Çok fazla zamanımın kalmadığını.
Hadi sus.

Başka bir adamın koynunda.
Daha çok. Sus.

Beni terk ettiğini. Beni perişan ettiğini. Acımdan ölmemi.
Sus.

Sen derdin ya;Her tesadüf bir başlangıçtır. Finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır.

Kader fahişeydi biliyor musun. Tesadüflerde yalan.

Şimdi. Beraber
Susalım. Ağlayana dek.
Kendimizi kaybedene dek.
Ayrıldığımıza hatırlayana dek.

Ölene dek. Sonsuza dek.

İhtimal bir. Sonsuza dek sıfır.

Yarın yok.

Şimdi yok. Sen yoksun.
Hayat yok.

Çıktığın yola da apar topar çıktın ya. Dağınık. Sen. Dağınık yatak. Dağınık hayat.

Öyle olsun, git madem.
Peki, Allah'a ısmarladık.

16 Eylül 2012 Pazar

Mutsuz ve Umutsuz Sabahlar


Uzun bir yazı olacak farkındayız.

Sosyal medya önemli günümüzde.Bazı şeyleri okuyarak anlayarak bilinçlenebiliriz.Ama umudumuz yok.

Siz,ancak Ramazan'da üzülme şehidim akşam Allah katında oruç açacaksın yazısını paylaşarak misyonunuzu yerine getirdiğinizi sanıyorsunuz.

Oysa;dün Hakkari'den ve bugün Bingöl'den gelen şehit haberleriyle son zamanların en üzüntülü günlerine uyanmaya devam ediyoruz.

Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz.Dileriz ki son olur, dileriz ki mutsuz ve umutsuz sabahlara uyanmak zorunda kalmayız.

Her gün düşen haberlerden görülüyor ki bu ülke insanları için;Barış uzak bir kelime.Kardeşlik kavramı çürüyor.Ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.

Çıkar odaklı ve ülkeyi karanlığa çekmek isteyenlerin yazdığı senaryo bu toprakların insanlarını bir birine kırdırmaya devam ediyor.

Ailemde Van'da Hakkari'de Şırnak'ta Bitlis'te ve Siirt'te vatani görevini tamamlayan ve saldırıların en yoğun olduğu dönemler askerlik yapan yakınlarım var.

Gittikleri ve geldikleri psikolojiyi en yakından gördüm.

O hayalleri erteleyen neşeli hayat dolu insanlar birer enkaz psikolojisiyle hayata adapte olmakta çok zorluklar yaşadılar.

Çok hikayeleri var.
Şimdi sırası değil.

Normal hayatta hemşehrim toprağım dediğimiz insanlardan yakınlarımızdan gördüğüm keleğin hiç birini Kürt kökenli arkadaşlarımdan görmedim.Bazen dost bazen kardeş olan zor zamanlarımda yanımda olan Kürt arkadaşlarım var.

Biz, anlatacaklarımıza dönelim.

Baştaki hükümetin 2002/2012 arasında yer aldığı iktidarı zamanında 1200'den fazla şehit verildiğini biliyoruz.

Şeriat rejimi hayali kuran Refah Partisi'nden kopan muhafazakar yenilikçilerin kurduğu parti bu ükenin insanının mutsuzluğuna bir türlü çare üretemiyor.

İslamda belirtilmiştir.

Müslümanlık “bu dünyayı” bir “imtihan yeri” olarak görür. Sonsuzluğun yaşanacağı “ahiretteki” asıl hayatın nasıl olacağı, bu dünyada verilen “imtihanda” belli olur.

Bu “imtihanın” kuralları belirlenmiş, bir “görünür” olan ve uyulması nispeten daha kolay bulunan “ibadet” var, bir de“görünürlüğü” daha az olan ve uyulması çok daha zor olan “ahlak, dürüstlük, hakşinaslık, kul hakkı yememe, her yaratılanı yaratandan ötürü kendine bir emanet olarak görme” var.

Camiler dolup taşıyor, Ramazan’da lokantalar kapanıyor, Hac’ca kafilelerle gidiliyor, içki içilmiyor, ibadette dindarlarımızın bir aksaklığı yok.

Peki ya “ahlak, dürüstlük, hakşinaslık, kul hakkı yememe, her yaratılanı yaratandan ötürü kendine bir emanet gibi görme” nasıl gidiyor?

Biliriz.
“Ahirette öyle ayrı gayrı yoktur, herkes Allah’ı kuludur”

“Kulların” eşitliğini reddeden bir din olabilir mi?

Neden Türk Müslümanları Kürt “kardeşlerinin” eşitliği için mücadele etmiyor, onların uğradığı haksızlıklara karşı çıkmıyor?

PKK kısmına gelelim.

PKK'nın yaptıklarını ve temel ideolojisinin Kürt bağımsızlığı olduğunu savunanlar ETA ve IRA'yı örnek vermişlerdi.

İspanya’da Bask Ülkesinin özgürlük ve bağımsızlığı için 40 yılı aşkın süredir silahlı mücadele yürüten ETA silah bıraktığını açıkladı.

1969’dan beri Kuzey İrlanda’yı İngiliz egemenliğinden kurtarmak için çabalayan IRA da 2005’te silahlı mücadeleye son verdiğini duyurmuştu.

ETA 40 yılda (1961-2011) 850,
IRA ise 36 yılda (1969-2005) 2.000 kişinin ölümünden sorumlu tutulurken,

PKK 27 yılda (1984-2011) 35.000 kişinin ölümünden sorumlu tutulmaktadır.

Yani ülkemizdeki çatışma, şiddetin çok daha aşırı kullanımına ve insan ölümüne yol açmıştır. Bu da sorunun çözümünü zorlaştıran bir unsur olarak değerlendirilebilir.

Peki balık hafızalarımızı zorlamaya kalkarsak PKK bu ülkenin evlatlarına nasıl bir şiddet uygulamıştır?

....

1976’da Ankara’da küçük bir gruplaşma halindeyken 1978 yılından itibaren Hilvan-Siverek civarında kimi aşiretlerle kendisi dışındaki solcuları ve Kürtleri hedef alan eylemlerle sesini duyuran ve
o dönemde Apocular olarak bilinen örgüt,

Siverek’teki Bucak aşiretine karşı silahlı eylemlerde militanların ayaklarına giydiği ayakkabılar nedeniyle “Mekaplılar” diye adlandırıldı, 17 Kasım 1979’da PKK ismiyle partileşti.

12 Eylül döneminde açılan davanın iddianamesinde 12 Eylül 1980’e kadar 213’ü sivil 243 kişiyi öldürdüğü belirtilen PKK örgütü, bu dönemde yakalanmayan kadrolarını Filistin, Lübnan ve Suriye’ye çekti ve daha sonra Kuzey Irak’ta üslenerek, ilk büyük eylemini 15 şubat 1984’de yaptı.

15 Ağustos 1984 - Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma Karakol binasına PKK militanları tarafından silahlı ve bombalı saldırıda bulunuldu. Olayda 1 jandarma eri Süleyman Aydın hayatını kaybederken 3'ü sivil 9 kişi yaralandı.

17 Ağustos 1984 - PKK örgütünün, Şemdinli'de subay lojmanları, ilçe jandarma Karakolu ve Jandarma subay açık hava gazinosuna düzenlediği silahlı eylemde 1 subay, 1 astsubay ve 1 er yaralandı.

22 Ocak 1987 - PKK, Hakkâri’nin Ortabağ köyünde soba içine koyduğu bombalarla 8 köylüyü öldürdü.

23 Ocak 1987 - Örgüt, Midyat'a baskın düzenleyerek 10 kişiyi öldürdü.

22 Şubat 1987 - PKK militanları Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Taşdelen köyüne yapılan silahlı saldırı düzenledi. Saldırıda 14 kişi öldürüldü, 6 kişi yaralandı.

4 Mart 1987- Türk Silahlı Kuvvetleri Irak'ta PKK militanlarının kamp, depo ve sığınaklarını bombalandı.
20 Haziran 1987 - PKK, Pınarcık köyü katliamını gerçekleştirdi. Mardin'in Ömerli ilçesindeki saldrıda 6'sı kadın, 16'sı çocuk 30 kişi öldürüldü. PKK lideri Öcalan, eylemin ardından “Öldürelim, otorite olalım” açıklamasını yaptı.

8 Temmuz 1987 - Şırnak'ta Pençenek köyüne PKK'lılarca yapılan baskında 16 vatandaş öldürüldü, 6 kişi yaralandı.

9 Temmuz 1987 - PKK militanları Mardin'in Midyat ilçesinde katliam gerçekleştirdi. Saldırıda 16'sı çocuk, 31 kişi öldürüldü.
18 Ağustos 1987 - Eruh ilçesinin Kılıçkaya köyüne yönelik düzenlenen silahlı saldırıda 23 kişi öldürüldü, 1 kişi yaralandı.

10 Ekim 1987 - Şırnak'ın Meşeiçi köyüne PKK'lılar tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu 13 kişi öldü.

29 Mart 1988 - Eruh ilçesinin Yağızoymak köyünde PKK'lılar 9 çobanı boğarak öldürdü.

2 Mayıs 1988 - PKK, Hakkari'nin Uludere ilçesine bağlı Ortabağ köyünde yaşayan 6 vatandaşı öldürdü.

7 Mayıs 1988 - PKK militanları Şırnak'a bağlı Dereler köyüne silahlı eylem düzenledi. Saldırıda 16 kişi öldürüldü.

9 Mayıs 1988 - Mardin, Nusaybin ilçesinin, Taşköy Balminin mezrasına baskın düzenleyen PKK'lılar 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi öldürdü. 2 çocuğun ağır yara aldığı saldırıda saldırıyı düzenleyenlerin rehin aldıkları 3 kişi ölü bulundu.

22 Ekim 1988 - Eski Diyarbakır Cezaevi Komutanı Esat Oktay Yıldıran İstanbul Kısıklı’da belediye otobüsünün içinde öldürüldü. PKK'li tetiği çekmeden önce Yıldıran’a, cezaevindeki işkence mağdurlarından ve ölüm orucu eyleminde yaşamını yitiren Laz Kemal’in (Kemal Pir) selamları olduğunu söyledi

26 Kasım 1989 - Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı İkiyaka köyün Aşağımolla Yasin Mahallesindeki vatandaşlara yönelik düzenlenen silahlı saldırıda 28 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. 9 çoban ve 700 koyunu beraberlerinde götüren PKK üyelerinin saldırıyı düzenledikten sonra komşu bir ülkeye kaçtığı duyuruldu

22 Mart 1990 - Elazığ'da PKK'lılar tarafından kaçırılan 9 mühendis öldürüldü.

9 Nisan 1990 - PKK militanları Van’ın Övecek köyüne düzenledikleri baskında 5 kişiyi öldürdü.

16 Nisan 1990 - Elazığ’da 4'ü öğretmen, 5 kişi PKK militanları tarafından öldürüldü.

11 Haziran 1990 - Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinin Çevrimli köyüne PKK militanları tarafından yapılan silahlı saldırıda 12'si çocuk, 7'si kadın 27 kişi öldü, 6 kişi yaralandı. PKK'lılar ile çıkan çatışmada 4 korucu yaşamını yitirdi, bir PKK'lı öldürüldü

22 Temmuz 1991 - Mardin'in Midyat ilçesinde PKK militanları tarafından sivil araçlara yapılan saldırıda 19 kişi öldü, 5 kişi yaralandı.

25 Aralık 1991 - İstanbul-Bakırköy, İstanbul Caddesi'nde izinsiz gösteri yürüyüşü yapan 40-50 PKK yanlısı Egebank, Kit, Arçelik, Emlak Bankası ve Çetinkaya Mağazası'na molotof kokteyli atmış, dönemin Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Çetinkaya’nın kardeşinin sahibi olduğu Çetinkaya Mağazası'nda çıkan yangında 7'si kadın 1'i çocuk 11 kişi öldü. 14 kişinin yaralı kurtulduğu olayla ilgili olarak 47 kişi yakalanmıştır.

14 Temmuz 1991 - Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ve Pazarcık ilçelerinde köyleri basan PKK militanları, otomatik silahlar ve bombalar ile kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 9 kişiyi öldürdü. Saldırının ardından cesetleri yakarak kaçtılar.

25 Ekim 1991 - Hakkari'nin Çukurca ilçesi yakınlarındaki 3 jandarma karakoluna PKK militanları tarafından saldırdı düzenlendi. Saldırıda 17 asker yaşamını yitirdi. Bu olayın üzerine sınırötesi harekât başlatıldı

20 Şubat 1992 - İstanbul Ticaret Odası'na binasına çanta içindeki saatli bomba bırakıldı. Bombanın patlaması sonucu 1 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.

21 Mart 1992 - PKK, Nevruz Bayramı'nı neden göstererek bölge halkını genel bir isyana yönlendirmeye çalıştı. PKK örgütünün büyük hazırlıklar yaparak başlatmak istediği bu plan bölge halkının sağduyulu yaklaşımı ve güvenlik güçlerinin çabası sonucu başarısız oldu.

03 Haziran 1992 - Şırnak, Karageçit Köyü, Kupik Tepe Mevkii'nde PKK'lılar tarafından kurulan pusuya karşı güvenlik güçleri manevra yaparak 5 teröristi ölü, 1 teröristi sağ olarak ele geçirmiştir.

11 Haziran 1992 - PKK militanları Bitlis’in Tatvan ilçesinde, durdurdukları bir minibüsteki 13 kişiyi kurşuna dizierek öldü.

27 Haziran 1992 - PKK’lılar Silvan’ın Yolaç köyünündeki bir camide namaz kılan vatandaşları dışarı çıkardı ve 10 kişiyi kurşuna dizerek öldürdü.

30 Ağustos 1992 - İran'dan sızan PKK militanları Hakkari'deki Alan Karakolu'na saldırı düzenledi. Çatışmada 43 PKK üyesi öldürüldü. Bu saldırı üzerine TSK'nın başlattığı sınır ötesi harekâtta da 100'den fazla PKK'lı öldürüldü.

2 Eylül 1992 - TSK, PKK kamplarına yönelik operasyon düzenledi.

5 Eylül 1992 - Bir grup PKK'lı Bingöl-Genç karayolunu kesip, çeşitli araçlardan indirdikleri 7 kişiyi kurşuna dizdi.

15 Eylül 1992 - PKK militanlarının bombalı ve siahlı saldırısı sonucu Batman-Kozluk ilçesi yakınlarında bir minibüsteki 4’ü köy korucusu 10 kişi öldürüldü, 6 kişi yaralandı.

Ekim 1992 - Türk Silahlı Kuvvetleri Hakur Operasyonu'nu gerçekleştirerek PKK’nın kurtarılmış bölge oluşturma girişimini sonuçsuz bıraktı.

1 Ekim 1992 - PKK, Bitlis’in Cevizdalı köyüne baskın düzenledi. Saldırıda, çocuk ve kadınların aralarında bulunduğu 30 kişiyi öldürüldü, 25 kişi de yaralandı. 13 köy korucusunu kaçıran saldırganlar köyü ateşe vererek olay yerinden uzaklaştı.

20 Ekim 1992 - Bingöl’ün Solhan ilçesine bağlı Hazarşah köyü yakınlarında, bir otobüs PKK'lılar tarafından duruduruldu. 19 yolcuyu kurşuna dizilerek öldürdü, 6 kişi yaraladı.

22 Ekim 1992 - PKK, Malazgirt'teki Dedebağ köyüne yapılan silahlı eylem gerçekleştirdi. Saldırıda 12 kişi öldürüldü, 4 kişi yaralandı.

27 Ekim 1992 - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Hantur Dağı'ndaki PKK'lılara karşı gerçekleştirdiği operasyon sonucu 100 PKK militanı ölü ele geçrildi.
29 Ekim 1992 - Kuzey Irak ve Türkiye arasında stratejik önemi olan Sinhat Boğazı, TSK'nın eline geçti. Çıkan çatışmalarda 90 PKK'lı ölü ele geçirildi.

10 Kasım 1992 - Diyarbakır’ın Hani ilçesine PKK militanları tarafından baskın düzenlendi. Saldırıda, 1 yerel muhabir, 3 güvenlik görevlisi ve 9 vatandaş öldü.

15 Kasım 1992 - Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Balpınar köyü ve Iğdır’ın Ortaalican köyüne düzenlenen baskında 8 kişi öldürüldü, 13 kişi yaralandı.

7 Aralık 1992 - PKK'lılar Mardin’de bir minibüse pusu kurdu. Silahlı saldırıda 4 kişi öldü, 12 kişi yaralandı.

4 Haziran 1993 - PKK'lılar Hakkâri ve Bingöl’de köy bastı. Saldırılarda 7 kişi öldürüldü 3 kadın kaçırıldı.
15 Haziran 1993 - PKK, Bingöl’e bağlı Ilıcalar Bucağı Üçpınar köyü ve Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Gözlüce köyünü roketatarla bastı. Silahlı saldırıda 9 kişi öldü, 4 kişi kaçırıldı. Aynı gün Siirt-Eruh karayolunda bir sağlık memuru da kurşuna dizilerek öldürüldü.

5 Temmuz 1993 - Erzincan'ın Başbağlar köyüne yapılan silahlı saldırı sonucunda 33 kişi öldürüldü ve köydeki 57 ev ateşe verildi. 3 vatandaş saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.

18 Temmuz 1993 - PKK, Van'ın Bahçesaray ilçesine bağlı Sündüzlü yaylasında silahlı saldırı gerçekleştirdi. Olayda 24 kişi öldürüldü, 1 kişi yaralandı.

4 Ağustos 1993 - Bir grup PKK'lı Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Yenidoğan ve Kavakbaşı köyleri arasında yol kesti. Durdurdukları iki yolcu minibüsünde bulunan toplam 15 kişiyi kurşuna dizerek öldürdüler. Saldırıda 13 kişi yaralandı.

10 Ağustos 1993 - PKK militanları Bingöl’ün Genç ilçesi yakınlarında bir yolcu minibüsünü pusuya düşürdü. Saldırıda 8 yolcu öldürüldü, 10 yolcu yaralandı.

29 Ağustos 1993 - Van’ın Çaldıran ilçesinde 4 PKK'lı öldürüldü. Kocaeli’de PKK’ya yönelik gerçekleştirlen operasyon kapsamında aralarında DEP Gebze İlçe Başkanı’nın da bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. PKK'lılar Elazığ’ın Kovancılar ilçesinde baskın yaptıkları köyde, kaçırdıkları 14 kişiden 9’u öldü.

30 Eylül 1993 - PKK üyeleri, Batman’ın Kozluk ilçesinde bir mezraya yaptıkları baskında, köy korucusu bir aileden 7 kişiyi öldürdü, 3 kişiyi yaraladı.

4 Ekim 1993 - PKK militanlarının Mardin’in Midyat ilçesindeki köy yoluna döşedikleri mayına bir yolcu minibüsünün çarpması sonucunda 26 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

4 Ekim 1993 - Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Deltepe köyüne PKK'lılar tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 33 kişi öldürüldü 10 kişi yaralandı.

5 Ekim 1993 - Hakkari, Siirt ve Batman’daki çeşitli köy ve mezralara PKK'lılar tarafında düzenlenen silahlı saldırılar düzenlendi ve 22 ev ateşe verildi. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 35 kişi öldürüldü, 10 kişi yaralandı, 22 ev yakıldı.

10 Ekim 1993 - Türk güvenlik Kuzey Irak'a operasyon düzenledi. 41 PKK üyesi ölü ele geçirildi.

21 Ekim 1993 - PKK militanları Derince köyünü bastı. Silahlı saldırıda 24 kişi öldürüldü, 7 kişi yaralandı.
25 Ekim 1993 - Erzurum'daki Çat ilçesine bağlı Yavi beldesine baskın yapıldı. PKK'lıların köy halkını bir kahvehaneye toplayarak PKK lehinde propaganda yaptıkları ardından otomatik silahlar ile tarandıkları öğrenildi. Saldırıda 35 kişi öldü, 50 kadar kişi de yaralandı.

30 Ekim 1993 - Bir grup PKK'lı Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çiçekli köyüne baskın düzenledi. Saldırılarda 6 kişi öldü, 5’i ağır 13 kişi yaralandı.

30 Kasım 1993 - Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak'taki 9 PKK kampına yönelik operasyonunda 40'ı aşkın PKK'lı öldürüldü.

13 Aralık 1993 - Irak sınırında yer alan bir jandarma karakolunu baskın düzenleme hazırlığındaki bir grup PKK'lı tuzağa düşürüldü. Çatışmada 30 PKK'lı öldürüldü.

18 Aralık 1993 - Türk savaş uçakları, Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye geçmek isteyen konvoyu bombalayarak 200 civarında PKK'lıya büyük kayıp verdirdi.

20 Aralık 1993 - Türk komandoları Kuzey Irak'ta 27 PKK'lı öldürdü.

29 Aralık 1993 - PKK'lıların Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin öğrenci kafeteryasına yerleştirdiği 2 bombanın patlaması sonucunda 23 öğrenci yaralandı.

21 Ocak 1994 - Mardin'in Ormancık köyüne düzenlenen silahlı saldırıda 16 vatandaş öldürüldü, 4 kişide yaralandı.

28 Ocak 1994 - PKK'nın Zeli kampı savaş uçaklarınca bombalandı. Hava harekatında 600 PKK'lı öldürüldüğü açıklandı.

29 Ocak 1994 - Türk Ordusu'nun Irak'ın kuzeyine gerçekleştirdiği operasyonda 500–2000 librelik 132 bomba atıldı. 100 PKK'lı öldürüldü.

12 Şubat 1994 - PKK'lıların Tuzla tren istasyonundaki bir çöp kutusuna yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu, 5'i Tuzla Piyade Okulu yedek subay öğrencisi 6 kişi hayatını kaybetti, 16 askeri öğrenci ve 11 er yaralandı.

18 Mayıs 1994 - Kuzey Irak'ta bulunan Zeli kampı Türk savaş uçakları tarafından bombaladı. 92 PKK'lı öldürüldü.

26 Temmuz 1994 - Kuzey Irak'a yönelik hava harekatında 70 PKK militanı öldürüldü.

3 Ağustos 1994 - Türk savaş uçakları tarafından düzenlenen operasyonda 120'yi aşkın PKK üyesi öldürüldü.

30 Aralık 1994 - The Marmara Oteli’nin pastahanesinde patlayan bomba sonucu yazar Onat Kutlar ve arkeolog Yasemin Cebenoyan yaşamını yitirdi. Başta saldırıyı İBDA-C örgütü üstlenirken, soruşturmanın ilerlemesiyle beraber olayın bir PKK eylemi olduğu açıklandı.

1 Ocak 1995 - PKK militanlarının Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Hamzalı köyüne düzenlediği silahlı saldırıda 18 kişi öldürüldü, 9 kişi yaralandı.

19 Mart 1995 - PKK militanları Tunceli’den Ovacık ilçesine doğru yol alan 50 araçlık konvoya roketatarlarla saldırdı. Olayda 18 asker öldürüldü, 10 asker yaralandı.

21 Mart 1995 - Türk ordusu Kuzey Irak’a yönelik en kapsamlı sınır ötesi operasyonunu gerçekleştirdi. Örgütün 23 kişilik "mobil timi"

22 Mart 1995 - Sınırötesi operasyonda, 200 PKK'lı öldürüldü, 8 Türk askeri çatışmalarda hayatını kaybederken 11'i yaralandı.

23 Mart 1995 - Harekatta 89 PKK üyesi daha öldürüldü.

15 Nisan 1995 - Operasyonun 26. gününde çıkan çatışmda 11 Türk askeri yaşamını yitirdi.

4 Mayıs 1995 - PKK'lıların İstanbul-Küçükçekmece'deki Nazlı Giyim Mağazasına molotof kokteyli atması sonucu çıkan yangında 3 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı.

25 Mayıs 1995 - Batman’da bir minibüs durağına bomba yerleştirmek isteyen PKK'lının yerleştirmek istediği bomba elinde patladı. Olayda PKK militanının yanı sıra 7 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

24 Temmuz 1995 - Van’ın Gürpınar ilçesine PKK'lılar tarafından silahlı eylem düzenlendi. Saldırı sonucu 2'si güvenlik görevlisi 14 kişi öldürüldü, 1 güvenlik görevlisi yaralandı.

5 Ağustos 1995 - PKK militanları Hatay'ın Hassa ilçesine bağlı Akbez beldesine roket atarlar ile saldırı gerçekleştirdi. Silahlı saldırıda 3’ü çocuk 8 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.



23 Nisan 1996 - PKK'lılar Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde ilkokulda görev yapan 3 öğretmeni kurşuna dizdi.

30 Haziran 1996 - PKK ilk kez intihar saldırısı eylemini gerçekleştirmiştir. Zilan kod adlı Zeynep Kınacı bayrak töreni sırasında askerlerin arasına girerek kendisini havaya uçurdu. Olay sonucunda 8 asker yaşamını yitirdi.

13 Ağustos 1996 - 2'si kadın 9 PKK militanı, Sivas-Kangal'daki Akçaşehir Köyü Demiriz Tren Istasyonu'nu baskın düzenledi. Silahlı saldırıda 6'sı TCDD çalışanı, 8 kişi öldürüldü.

20 Ağustos 1996 - Sivas’ın Koyulhisar ilçesine bağlı Eğricimen Yaylası yakınlarında PKK'lılar yol kesip 4 aracı taradı. Araçlarda bulunan 3 kişi öldü, 7 kişi yaralandı.

22 Ağustos 1996 - Bir grup PKK'lı Şemdinli'de görevlerine giden köy korucularına Örencik Mezrası yakınlarında roketatarlar ile saldırdı. Saldırıda 3'ü korucu 5 kişi öldü, 11 kişi yaralandı.

22 Eylül 1996 - PKK militanlarının Elazığ’ın Alacakay ilçesi yakınlarındaki Etibank Şark Krom İşletmesi Müessese Müdürlüğüne silahlı saldırıda bulunması sonucu 4'ü özel güvenlik görevlisi 5 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca aynı gün içerisinde PKK, Tatvan'da yol kesip iki kişiyi öldürdü.

25 Ekim 1996 - PKK üyesi bir kadın Adana Emniyet Müdürlüğü'nün Çevik Kuvvet Şubesi önünde bombalı intihar saldırı düzenledi. Saldırıda 3'ü polis 4 kişi hayatını kaybederken, 8'i polis 12 kişi yaralandı.

29 Ekim 1996 - Sivas'ta Çarşı Karakolu önünde bombalı intihar saldırısı düzenlendi. Olayda 2 saldırganın yanı sıra 3'ü polis 4 kişi öldü.Aynı gün; Bitlis, Şırnak ve Diyarbakır'da düzenlenen terörle mücadele operasyonlarda, 27 örgüt üyesi ölü ele geçirildi. Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki çatışmada 14 er hayatını kaybetti, 10 er yaralandı.

8 Kasım 1996 - PKK militanları Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Köprülü köyünde bir minibüse duzenlenen roketli saldırı gerçekleştirdi. Olayda 12'si köy korucusu 17 kişi öldü, 8 kişi yaralandı. Ayrıca aynı gün güvenlik güçlerince Güneydoğu'daki çeşitli illerde gerçekleştirilen operasyonlarda 22 PKK üyesi ölü olarak ele geçirildi.

15 Mayıs 1997 - Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'a "Balyoz" adlı sınır ötesi operasyon gerçekleştirdi. 60 bin askerin Kuzey Irak’a girdiği ve 40 bin askerin geriden destek verdiği operasyon PKK’nın Simat, Avagöze, Aftanin, Kerşan, Zam kamplarına yönelik düzenlemiştir. Genel Kurmay Başkanlığından 23 Mayıs 1997’de yapılan açıklamaya göre operasyonda 1200 PKK’lı öldürülmüştür.

15 Aralık 1997 - Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Yoncalı Köyü'nden ilçe merkezine giderken, Temelli Köyü Konaklı Mezrası'nda bir minibüs PKK örgütü tarafından yola döşenen mayına çartı. Olayda 12 kişi öldü, 12 kişi yaralandı.

9 Temmuz 1998 - Eminönü'deki Mısır Çarsında bulunan Ünlüoğlu büfesine yerleştirilen bombanın patlaması etmesi sonucu 3'ü çocuk 7 kişi öldü, 10'u yabancı 111 kişi yaralandı.

16 Şubat 1999 - PKK lideri Abdullah Öcalan, yakalanarak Türkiye'ye getirildi.

13 Mart 1999 - Kadıköy'deki Fahrettin Kerim Gökay Caddesinde bulunan ve Mavi Çarşı olarak bilinen alışveriş merkezine molotof kokteyli atıldı. Çıkan yangından ve duman zehirlenmelerinden dolayı 13 kişi öldü. 6 kişi yaralandı.

1 Temmuz 1999 - PKK militanları Elazığ'daki Poyraz Kıraathanesine, silahlı saldırı düzenledi. Olayda 4 kişi öldürüldü 5kişi yaralandı. 2 saldırgan ölü olarak ele geçirilirken, olayda yaralanan bir polis memuru altı gün sonra hayatını kaybetti.

Şubat 2000 - Irak-İran sınırındaki Kandil Dağı bölgesinde, eğitim düzeyi nispeten yüksek ve şehirde kamufle olabilecek, güvenlik güçlerince deşifre edilmemiş örgüt üyelerinin sivil itaatsizlik konusunda eğitilmesi için "Demokratik Çalışma Grupları" adıyla bir kamp kurulmuştur.

Ağustos 2000 - "Demokratik Çalışma Grupları" militanları Türkiye'ye gönderilse de güvenlik birimleri tarafında deşifre edilerek eylem yapmaları engellenmiştir. Kandil Dağı'nda sivil itaatsizlik eğitimi gören 70'i aşkın kişi yakalanmıştır.

Temmuz 2001 - PKK tarafından "Serhildan Partisi" adında bir halk hareketi kurulmuştur. Amacı sivil itaatsizlik eğitimi görmüş militanları etkin kılarak bu eylemleri tırmandırmak olan bu hareket 2006 yılına kadar farklı ad ve gruplar altında varlığını sürdürmeye çalışsa da Türkiye'nin demokratikleşme atılımları nedeniyle amacına ulaşamamıştır.

1 Haziran 2004 - Murat Karayılan liderliğindeki PKK/KADEK ateşkesi sona erdirdiğini açıkladı.

15 Nisan 2005 - Türk ordusu Şırnak ile Siirt arasında Besta Dağı’nda PKK’ya karşı düzenlediği operasyonlarda 21 PKK militanını ölü olarak ele geçirdi. Çatışmalarda bir üsteğmen, iki uzman çavuş ile bir korucu yaşamını yitirdi.

30 Nisan 2005 - Kuşadası Saldırıları Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Atatürk Heykeli önüne bırakılan şüpheli paketi, imha etmeye çalışan başkomiser Yaşar Aykaç, bombanın patlamasıyla hayatını kaybetti. Olay yerinde bulunan 4 polis de yaralandı.

4 Haziran 2005 - Tunceli'ye bağlı Çiçekli Köyü yakınlarındaki dağlık kesimde PKK’ya yönelik operasyon düzenleyen Tunceli 4 üncü Komando Tugayı askerleri, PKK üyeleri tarafında pusuya düşürüldü. Çatışmada 4 Türk askeri hayatını kaybetti.

2 Temmuz 2005 - PKK’lılar Bingöl'deki demiryoluna yerleştirdiği mayının patladı. Olayda 5 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi.

11 Temmuz 2005 - PKK'lılar Tunceli-Erzincan Karayolu’nu kesti. Araçlarda bulunan yolcuların para ve ziynet eşyalarına el koyan PKK'lılar bir eri kaçırarak olay yerinden uzaklaştı.

16 Temmuz 2005 - Kuşadası ilçesinde hareket hâlindeki bir minibüste saat 10.30 sıralarında bomba patladı. Olayda İrlandalı ve İngiliz turistlerin de bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirdi. 13 kişi yaralandı.

5 Ağustos 2005 - Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı’na bombalı saldırı düzenleyen PKK militanları 3 uzman çavuş, 2 eri öldürdü. Olayda 1 er de yaralandı.

3 Mayıs 2006 - Hakkari'de askerlerin çocuklarını taşıyan servis aracına PKK tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 21 kişi yaralandı. Yaralananların 8'inin asker, 11'inin öğrenci, 2'sinin bayan olduğu öğrenildi.

14 Mayıs 2006 - PKK üyeleri ile güvenlik güçleri Şırnak'ta çatıştı. Çatışmada 4 asker yaşamını yitirirken, 1 PKK'lı ölü ele geçirildi.

11 Temmuz 2006 - Şırnak'ın İdil ilçesinde, 2 polis memuru öldürüldü.
]
13 Temmuz 2006 - Bitlis'te bir askerî araç PKK'lıların döşediği mayına çarptı. Patlama sonucu 5 Türk askeri hayatını kaybetti, 4 asker yaralandı.

15 Temmuz 2006 - Şırnak'taki Cudi Dağı'nda PKK'lılar ve güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. 1 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi.

16 Temmuz 2006 - Siirt'in Eruh ilçesinde PKK ve güvenlik güçleri çatıştı. 7 asker ve 1 korucu hayatını kaybetti.

21 Temmuz 2006 - PKK örgütüne yönelik olarak Van'ın Gürpınar ilçesi kırsalında gerçekleştirilen operasyonlarda 5 örgüt mensubu ölü olarak ele geçirildi. Çatışmalarda 2'si ağır 4 asker yaralandı.

21 Temmuz 2006 - PKK'lıların roketatar ve uzun namlulu silahlarla askerleri taşıyan helikoptere ateş açması sonucu bir asker hayatını kaybetti.

27 Temmuz 2006 - PKK militanlarının Bingöl'ün Genç ilçesine yerleştirdiği mayın patladı. Olayda 1 subay yaşamını yitirdi, 1 subay ve 1 erbaş yaralandı.

30 Temmuz 2006 - PKK mensuplarının yerleştirdiği mayının patlaması sonucu 1 çocuk yaşamını yitirdi, 3 çocuk yaralandı.

13 Eylül 2006 - Diyarbakır'ın Bağlar beldesinde Koşuyolu Parkı'ndaki patlama sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 7'si çocuk 10 kişi öldü. Olayın termos içerisine yerleştirilmiş uzaktan kumandalı düzeneğin, taşınması sırasında patladığını duyuruldu.

24 Mayıs 2007 - PKK'nın Şırnak'ın Bestler Dereler mevkiine yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu 4 uzman çavuş ve 2 er hayatını kaybetti, 10 güvenlik görevlisi yaralandı.

29 Mayıs 2007 - Saat 14:45'te Siirt'e bağlı Eruh ilçesinin 12 kilometre güneyinde yapılan TSK operasyonunda PKK mensubu bir grup ile çatışma çıkmış, bu çatışmada 7 PKK mensubu öldürülmüş, silahları ele geçirilmiştir. Bu kişilerin 24 Mayıs'daki bombalı eylem ile ilgili oldukları düşünülmektedir.

4 Haziran 2007 - PKK'lıların Pülümür'deki Kocatepe Jandarma Karakolu'na çaldıkları ciple gelerek el bombası ve silahla saldırması sonucunda 7 asker hayanı kaybetti, 7 asker yaralandı. Olayda 1 PKK mensubu öldürüldü.

5 Temmuz 2007 - Tunceli'de güvenlik güçleri ve PKK arasındaki çatışmada 3 PKK'lı öldürüldü. Aynı gün Bingöl'de gerçekleşen bir çatışmada bir köy korucusu hayatını kaybetti.

24 Ağustos 2007 - Şırnak'ın Uludere ilçesinde PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 2 uzman çavuş yaşamını yitirdi. 10 PKK mensubu ölü ele geçirildi.

12 Eylül 2007 - Siirt'e bağlı Kelekçi köyünde arazi taraması yaparken karşılaştıkları 4 PKK üyesini öldürdü.

25 Eylül 2007 - PKK'lıların Şırnak'ta güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ve Tunceli'de karakola yönelik bombalı saldırıda 1 astsubay ve 1 er yaşamını yitirdi, 2 uzman çavuş ve 5 er yaralandı.

27 Eylül 2007 - PKK militanlarının Bitlis'e bağlı Bölükyazı köyü yakınlarına yerleştrdiği mayına basan iki asker hayatını kaybetti.

29 Eylül 2007 - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Beşağaç köyündeki bir minibüs PKK mensupları tarafından tarandı. Saldırıda 7'si köy korucusu 12 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

4 Ekim 2007 - Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Eski Hisar köyünde arazi arama-tarama faaliyetleri yapan güvenlik güçleri bir grup PKK'lı ile karşılaştı. Çıkan çatışmada 3 PKK militanı ölü geçirildi, 1 asker yaralandı.

7 Ekim 2007 - Şırnak'taki Gabar dağında PKK militanları operasyondan dönen askerleri pusuya düşürdü. Saldırıda 13 asker hayatını kaybetti, 3 asker yaralandı.

8 Ekim 2007 - Şırnak ve Diyarbakır-Lice'de PKK'lıların yerleştirdiği mayınlara basan 1 astsubay ve 1 uzman çavuş yaşamını yitirdi.

16 Ekim 2007 - Bingöl'de PKK'lıların döşediği mayının patlaması sonucu 1 asker hayatını kaybetti.

21 Ekim 2007 - Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı olan Dağlıca köyünde bulunan ve sınıra 4 kilometre uzaklıkta olan Komando Taburu'na Kuzey Irak'tan gelen yaklaşık 150 kişilik bir PKK grubu ağır silahlarla saldırdı. Çatışmada, 12 asker Türk askeri hayatını kaybetti, 16 asker yaralandı, 32 PKK militanı öldürüldü.

23 Ekim 2007 - Şemdinli'de Yeşilova Hudut Karakolu tarafından tarafından saldırı hazırlığında olduğu tespit edilen 30 PKK'lı öldürüldü.

28-29 Ekim 2007 - Şırnak ve Tunceli'de PKK'ya yönelik operasyonlarda 17 PKK'lı öldürüldü.

13 Kasım 2007 - PKK ve güvenlik güçleri arasında Şırnak'ın Gabar Dağı'nda çatışma çıktı. Çatışmada 1 üsteğmen ve 3 er hayatını kaybetti, 2 güvenlik görevlisi yaralandı.

4-5 Aralık 2007 - Küpeli Dağı'nda PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonlarda toplam 14 PKK mensubu ölü ele geçirildi, 1 subay yaşamını yirirdi. Çukurca'da 1 er hayatını kaybetti.


21-27 Şubat 2008 - Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'a "Güneş" kod adlı operasyon düzenledi. Bir hafta süren harekâtta 240 PKK militanı etkisiz hâle getirildi. Operasyonlarda 24 Türk askeri ve 3 köy korucusu hayatını kaybetti.

7 Mart 2008 - PKK, Hatay'ın Çağalı köyü yakınlarındaki maden ocağına baskın düzenledi. Saldırıda bir kişi öldürüldü bir kişi kaçırıldı.

12 Mart 2008 - Şırnak'ın Bestler Dereler bölgesi'ndeki çatışma sonucunda 11 PKK'lı güvenlik güçleri tarafından ölü olarak ele geçirildi.

27-31 Mart 2008 - Bestler Dereler bölgesinde PKK'ya yönelik operasyonlarda 7 PKK mensubu ölü ele geçirildi. Çatışmalarda 1 üsteğmen, 2 astsubay hayatını kaybetti, 10 asker yaralandı.

29 Mart 2008 - Irak'ın kuzeyindeki Avaşin-Basyan bölgesinde saldırı hazırlığında olduğu tespit edilen 15 PKK'lı öldürüldü.

1-2 Nisan 2008 - Güvenlik güçlerinin Şırnak-Bestler Dereler bölgesinde düzenlediği operasyonlarda 16 PKK militanı öldürüldü. Çatışmalarda 1 yüzbaşı, 2 astsubay hayatını kaybetti.

6 Nisan 2008 - PKK militanlarının, Şırnak'ın Uludere ilçesi Andaç köyüne yerleştirdikleri C-4 tipi bombayı köy korucularının geçişi esnasında uzaktan kumanda ile patlatnaları sonucu 1 korucu hayatını kaybetti, 4 korucu yaralandı.

10 Nisan 2008 - Diyarbakır ve Tunceli'de PKK'ya yönelik operasyonlar sonrası 13 PKK'lı öldürüldü, 1'i yaralı ele geçirildi.

18 Nisan 2008 - Şırnak'ın Bestler Dereler Bölgesi'nde PKK ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 2 PKK'lı öldürüldü.

22 Nisan 2008 - Hakkari'de PKK'nın yerleştirdiği üç mayının patlaması sonucu 4 asker yaşamını yitirdi, 7 asker yaralandı.

25-26 Nisan 2008 - PKK ve güvenlik güçleri Şırnak'ın Cudi dağında çatıştı. Çatışmada 3 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. 3 PKK militanı ölü ele geçirildi.

27 Nisan 2008 - PKK mensupları ve güvenlik güçleri Bingöl'de çatıştı. Çatışma sonucunda 2 er yaşamını yitirdi, 1 asteğmen yaralandı.

9 Mayıs 2008 - PKK'nın Hakkari'de bir jandarma karakoluna düzenlediği saldırıda 6 asker hayatını kaybetti. Saldırıdan sonra düzenlenenen operasyonda 19 PKK mensubu ölü ele geçirildi.

10 Mayıs 2008 - PKK militanlarının Batman'ın Sason ilçesine bağlı Aydınlık köyündeki yola döşediği mayın patladı. Olayda 3 kişi öldü, 5 kişi yaralandı.

17 Mayıs 2008 - Güvenlik güçleri tarafından Van'ın Başkale ilçesinde gerçekleştirilen operasyonda 6 PKK'lı öldürüldü. 3 PKK'lı yaralı olarak ele geçirildi.

22 Mayıs 2008 - PKK ve güvenlik güçlerinin Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağındaki çatışmasında 2 asker yaşamını yitirdi, 1 asker yaralandı.

21 Haziran 2008 - Gümüşhane'de PKK militanlarının askeri araca düzenlediği saldırıda 3 asker yaralandı.

10-18 Temmuz 2008 - Güneydoğu'da çıkan çatışmalarda 38 PKK militanı ölü ele geçirilirken, 7 Türk askeri hayatını kaybetti.

27 Temmuz 2008 - İstanbul Güngören'de 10 dakika arayla iki bombanın patlatılması sonucu; beşi çocuk, biri doğmamış bebek olmak üzere 18 kişi öldü, 150 kişi yaralandı. Olayın daha sonra PKK tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

31 Temmuz 2008 - PKK Sivas'ın Koyulhisar ilçesinde karakol basıp 1 uzman çavuşu öldürdü, 1'i sivil 3 kişiyi yaraladı. Aynı gün Tunceli'de 2 PKK militanı öldürüldü.

11 Ağustos 2008 - PKK'lılar tarafında Erzincan'ın Kemah ilçesi Olukpınar köyüne yerleştirlen mayının patlaması sonucu, 9 asker yaşamını yitirdi, 2 asker yaralandı.

26 Ağustos 2008 - Güvenlik güçleri ve PKK Bitlis'in Mutki ilçesinde çatıştı. Olay sonucu 15 PKK militanı öldürüldü 5 korucu hayatını kaybetti.

31 Ağustos 2008 - PKK ve güvenlik güçleri arasında Bingöl'ün Yedisu ilçesinde çıkan çatışmada 2 PKK'lı öldürüldü, 4 asker hayatını kaybetti, 3 asker yaralandı.

7 Eylül 2008 - Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde PKK'lıların operasyon düzenleyen güvenlik güçlerine açtığı ateş sonucu 3 asker ve 3 köy korucusu öldü, 2 er yaralandı.

22 Eylül 2008 - Yüksekova'da meydana gelen patlamada, 1 asker hayatını kaybederken, 1 asker ve 1 sivil yaralandı. Aynı gün Hakkari Şemdinli'de çıkan çatışmada 1 asker yaralandı.

1 Ekim 2008 - PKK militanları Diyarbakır'ın Hani ilçesinde PKK'lılar güvenlik güçlerine saldırdı. Olayda 1 kişi öldü 1 kişi yaralandı.

3 Ekim 2008 - Aktütün saldırısı 350 PKK'lının ağır silahlarla Şemdinli Aktütün karakoluna Kuzey Irak'tan ateş açmaları sonucu 15 Türk askeri hayatını kaybetmiş, 2’si ağır olmak üzere 20 askerin de yaralandığı saldırıda 23 PKK'lı öldürülmüştür. Çatışma sırasından 2 askerle bağlantı kesilmiştir. 6 Ekim 2008 günü kaybolan iki askerin cesetlerine ulaşılmıştır.

17 Ekim 2008 - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK'ya yönelik sürdürdüğü operasyonlarda 35 PKK militanı öldürüldü.

22 Ekim 2008 - Bingöl'deki çatışmada 2 PKK militanı silahlarıyla beraber ölü olarak ele geçirildi. Aynı gün PKK'nın Irak'taki kampından kaçan 5 örgüt üyesi teslim oldu.

31 Ekim 2008 - Muş'ta PKK üyesi olan 7 kişi yakalandı.

11 Kasım 2008 - 5 örgüt üyesi yakalandı, 4 kişi de teslim oldu.

19 Kasım 2008 - Ağrı'daki Sinek Yaylası'nda çıkan çatışmada 1 Jandarma Binbaşı hayatını kaybetti, 1 uzman çavuş ve 4 er yaralandı. Şırnak'ın İdil ilçesindeki Cehennem Deresi bölgesinde gerçekleştirilen operasyonlarda 2 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi. Bingöl'ün Karlıova ilçesinde PKK mensuplarının yerleştirdiği mayının patlaması sonucu arazi taraması yapan 4 köy korucusu yaralandı.

24 Kasım 2008 - Ağrı'daki Sinek Yaylası'nda çıkan çatışmada 2 PKK militanı öldürüldü.

27 Kasım 2008 - Van'da düzenlenen operasyonda örgüt üyesi oldukları söylenen 2 kişi, çok sayıda silah ve mühimmatla birlikte yakalandı.

7 Aralık 2008 - Şırnak'ta meydana gelen çatışmda 2 PKK militanı ölü olarak ele geçirildi.

24 Aralık 2008 - Şırnak'ta Cizre Tank Taburu'na ait askeri bir araç, İpekyolu Camii civarında PKK mensuplarınca uzun namlulu silahlarla çapraz ateşe tutuldu. Saldırıda 3 asker yaşamını yitirdi, 12 asker yaralandı.

4-5 Nisan 2009 - 29 Mart 2009 seçimlerine kadar ateşkes ilan ettiğini açıklayan PKK'nın mayınlı saldırılarında 2 güvenlik görevlisi ve 4 sivil vatandaş yaralandı.

11 Nisan 2009 - Şırnak'taki çatışmalarda 2 güvenlik görevlisinin hayatını kaybetti, 1 güvenlik görevlisi yaralandı, 7 PKK'lı etkisiz hale getirildi.

16 Nisan 2009 - Diyarbakır'da çıkan çatışmada 1 er yaşamını yitirdi, 1 asker yaralandı.

29 Nisan 2009 - PKK militanlarının Diyarbakır-Bingöl karayoluna döşediği mayının patlaması sonucu 9 Türk askeri hayatını kaybetti.

10 Mayıs 2009 - Şırnak'ın Kemerli köyü yakınlarında PKK mensupları tarafından döşenen mayın patladı. Olay sonucu 5 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı.

16 Mayıs 2009 - Siirt'in Eruh ilçesinde çıkan çatışmada 7 PKK'lı öldürüldü. Çatışma sırasında 1 korucu hayatını kaybederken 2 asker ve 2 korucu yaralandı.

25 Mayıs 2009 - Tunceli'de çıkan çatışmada 1 asker hayatını kaybetti, 1 asker yaralandı.

28 Mayıs 2009 - PKK'nın Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Hantepe mevkiinde döşediği mayının patlaması sonucu 6 asker yaşamını yitirdi, 8 asker de yaralandı.

7 Aralık 2009 - 15.20 sularında; Tokat ili Reşadiye ilçesi, Sazak Mevkiinde yol kontrol görevi yapan askeri araca militanlar tarafından açılan ateş sonucu, araçta bulunan 1 Uzman Jandarma Çavuş, 1 Jandarma Onbaşı ve 5 Jandarma Er olmak üzere 7 güvenlik görevlisi öldü, 1 Uzman Jandarma Çavuş ve 2 Jandarma Er yaralandı.

17 Nisan 2010 - PKK militanları Ladik'teki Samsun Caddesi'nde devriye görevini yapan polislere uzun namlulu silahlarla üç ayrı noktadan beş dakika boyunca ateş açtı. İki polis yaşamını yitirdi.

23 Nisan 2010 - Mardin Kızıltepe'de Güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada iki PKK'lı öldürüldü.

28 Nisan 2010 - Şemdinli'de arazi tarama faaliyeti yapan askerlere PKK'lılar saldırıda bulundu. İki asker yaşamını yitirdi, İki asker yaralandı.

7 Mayıs 2010 - Dağlıca'da PKK ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada iki asker yaşamını yitirdi, bir asker yaralandı, beş PKK'lı öldürüldü.

19 Haziran 2010 - Hakkari Şemdinli'de Gediktepe Üst Bölgesine yapılan saldırı sonucu 11 asker yaşamını yitirdi, 18 PKK'lı öldürüldü.

22 Haziran 2010 - Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Bağdere Jandarma Karakoluna düzenlenen saldırı sonrası çıkan çatışmada bir asker yaşamını yitirdi, iki asker yaralandı, beş PKK'lı öldürüldü.

6 Temmuz 2010 - Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Beyyurdu Jandarma Karakolu Komutanlığının emniyet unsurlarına yönelik düzenlenen saldırı sonrası bölgede başlatılan operasyonlarda üç asker yaşamını yitirdi, üç asker yaralandı, 11 PKK'lı öldürüldü.

7 Eylül 2010 - Hakkari'nin merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, güvenlik güçleri ile PKK üyeleri arasında çıkan çatışmada, dokuz PKK'lı öldürüldü.

16 Eylül 2010 - Hakkari'nin Merkez ilçesi Geçitli köyünde minibüs PKK'nın döşediği mayına çarptı. Saldırıda biri çocuk dokuz kişi hayatını kaybetti.

31 Ekim 2010 - İstanbul Beyoğlu'ndaki bombalı saldırıda 32 kişi yaralanırken canlı bomba parçalanarak öldü.


18 Mart 2011 - Bingöl'ün Adaklı kırsalında güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada dokuz PKK'lı öldürüldü.

1 Nisan 2011 - Hatay’ın Hassa İlçesi’nde güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmada yedi PKK’lı öldürüldü.
29 Nisan 2011 - Pülümür'de güvenlik güçleri ile yirmi kişilik grup arasındaki çatışmada yedi PKK'lı öldürüldü.

14 Haziran 2011 - Sivas'ın İmranlı ilçesi Karacaören köyü kırsalında güvenlik güçleri ile PKK arasında çıkan çatışma sonucu üç PKK'lı öldürüldü.

9 Temmuz 2011 - Diyarbakır ile Lice ilçesi karayolunun 68'inci kilometresindeki Gökçek köyü yol ayrımında saat 21.45 sıralarında yol kesen bir grup PKK'lı, Diyarbakır'dan Lice İlçesi'ne giden araçları durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Kimlik kontrolü sırasında PKK'lılar, özel araçları ile seyehat eden ve Lice İkinci Mekanize Tugay Komutanlığı'nda görevli, kimlikleri açıklanmayan bir astsubay başçavuş, bir uzman çavuş ve Bingöl'ün Genç İlçesi'nde sağlık memuru olarak çalışan bir kişiyi araçlarından indirerek kaçırdı.

14 Temmuz 2011 - Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde askere el bombalarıyla saldırıldı. Pusuda 13 asker yaşamını yitirdi, yedi asker yaralandı, yedi PKK militanı ise öldürüldü.
1 Ağustos 2011 - Van'ın Başkale ilçesi Gedikbaşı mevkiinde askeri konvoya ateş açıldı. Saldırıda üç asker yaşamını yitirdi, dört asker de yaralandı.

14 Ağustos 2011 - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde PKK'lılarla asker arasında çatışma çıktı. Çatışmada üç asker yaşamını yitirdi.

17 Ağustos 2011 - Hakkari-Çukurca karayolunun 12 kilometresinde askeri konvoya IED (Doğaçlama Patlayıcı Düzenek) saldırısı yapıldı. Dört kez patlayan mayınlar yüzünden imha edilen BTR-80 tipi zırhlı personel taşıyıcının içindeki 11 asker ve bir köy korucusu yaşamını yitirdi. 14 asker de yaralandı.

18 Ağustos 2011 - Siirt'in Pervari İlçesi'nde de PKK'lılar, İlçe Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü'ne uzun namlulu silah ve roketatarlarla saldırı düzenledi. İki asker yaşamını yitirdi. İki PKK'lı öldürüldü.

17-21 Ağustos 2011 - Kuzey Irak'taki 650 üzerindeki hedef bombardıman ve topçu ateşine tutuldu. TSK'ya bağlı F-16 uçakları Kuzey Irak'ta bulunan PKK kamplarını bombaladı. Bu harekatta 100-150 arası PKK'lı öldürüldü.

27 Ağustos 2011 - Mardin'in Midyat ilçesinde görev değişimi yapan köy korucularına saldırdı. Saldırıda 1 köy korucusu yaşamını yitirdi, dört köy korucusu da yaralandı.

28 Ağustos 2011 - Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında mayın patladı. Patlamada üç asker hayatını kaybetti, üç asker de yaralandı.

4 Eylül 2011 - Tunceli'de PKK'lılar nöbet değişimi yapan askerlere saldırdılar. Saldırıda iki asker yaşamını yitirdi. Aynı gün içerisinde Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde militanlar köy karakoluna saldırdı. Saldırıda iki köy korucusu hayatını kaybetti, dört köy korucusu yaralandı.

11 Eylül 2011 - Hakkari-Şemdinli'de PKK'lılar bir düğünde asker ve polise saldırdı. Saldırıda 2 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi ve üç sivil hayatını kaybetti. Yedisi asker on kişi yaralandı. İki PKK'lı öldürüldü.

17 Eylül 2011 - Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Güzeldere köyü kırsalında operasyondan dönen güvenlik güçleri, PKK’lılar ile karşılaştı. Çıkan çatışmada bir asker yaşamını yitirdi, iki asker yaralandı. Van'ın Başkale ilçesine bağlı sınır hudut birliğine yakın bölgede meydana gelen mayın patlamasında ise bir asker hayatını kaybetti.

20 Eylül 2011 - Ankara'da Çankaya Kaymakamlığı önündeki bir minibüste bomba patladı. Patlamada üç sivil hayatını kaybederken, üçü ağır 34 kişinin yaralandığı açıklandı. Siirt’te ise bir grup PKK’lı militan, Polis Meslek Yüksek Okulu yakınlarında polis aracı sandığı özel bir otomobile roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda otomobilde bulunan dört kadın ölürken, iki kadın da ağır yaralandı. Saldırının ardından güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda bir PKK’lı öldürüldü.

21 Eylül 2011 - Van'ın Çatak ilçesinde dün akşam saatlerinde güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasında çıkan çatışmalarda bir asker ve iki köy korucusu yaşamını yitirdi, iki korucu da yaralandı.
22 Eylül 2011 - Diyarbakır'da Yunus polis ekibine düzenlenen saldırıda iki polis yaşamını yitirdi.

24 Eylül 2011 - PKK, Siirt’in Pervari ilçesinde Belenoluk Jandarma Karakolu’na roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırdı. Çıkan çatışmada altı asker yaşamını yitirdi, 11 asker yaralandı. PKK'lıların kaçtığı Belenoluk Köyü’nde de devam eden çatışmada üç PKK’lı öldürüldü.

26 Eylül 2011 - PKK, Batman'da saldırı düzenledi. Saldırıda iki kişi öldü üçü polis beş kişi yaralandı. Üç PKK'lı öldürüldü.

18 Ekim 2011 - Bitlis’in Güroymak İlçesi yakınlarında PKK’lı militanların karayolundan geçen polis aracına düzenlediği bombalı saldırısında beş polis yaşamını yitirdi, olay yerinden geçen dört kişi yaşamını yitirdi, iki kişi de yaralandı.

19 Ekim 2011 - PKK, Hakkari Çukurca'da sekiz ayrı yere saldırı düzenledi. 24 asker yaşamını yitirdi, 18 asker yaralandı. 22 militan öldürüldü. Türk Ordusu'na bağlı birlikler Kuzey Irak'a girdi.

21 Ekim 2011 - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 22 taburla beş bölgede başlattığı hava destekli operasyonu, en fazla askerin hayatını kaybettiği Keklikkaya üs bölgesinin de bulunduğu Kazan Vadisi'nde yoğunlaştı. Irak sınırın sıfır noktasında bulunan bu bölgede PKK'lı militanlarla sağlanan sıcak temaslar sağlandı. İki günde 49 militan öldürüldü.

23 Ekim 2011 - Hakkari’nin Çukurca ilçesinde yapılan operasyonda bir asker yaşamını yitirdi. Dört militan öldürüldü.

29 Ekim 2011 - Bingöl'de üzerinde bomba düzeneği bulunan HPG'ye bağlı 1980 Erzurum-Hınıs doğumlu Ronahi kod isimli Nazlı Görer, çocuk giyim ve oyuncak malzemelerinin satıldığı mağazanın önünde iken üç çocuğuyla bayram alışverişine çıkan Hatice Belgin çocuklarını korumak için canlı bombaya müdahale etti. Bunun sonucu Hatice Belgin ve Nazlı Görer dahil üç kişi hayatını kaybetti ve 21 kişi yaralandı.

11 Kasım 2011 - İzmit'te bir deniz otobüsü, dört mürettebat ve 17 yolcusuyla kaçırıldı.
12 Kasım günü sabah saatlerinde Deniz Polisi, Sahil Güvenlik ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı SAT timlerinin düzenlediği operasyon ile militan öldürüldü.

29 Kasım 2011 - Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde çatışma çıktı. Üç PKK'lı öldürüldü.

18 Aralık 2011 - Diyarbakır'ın Dicle İlçesi Kurşunlu Köyü kırsalında Görese Dağı eteklerindeki dört mağarada kış üstlenmesine giden elli PKK'lı çembere alındı. 21 PKK'lı öldürüldü.

24 Aralık 2011 - Cudi Dağı'nda PKK militanlarına karşı sürdürülen operasyonda 27 PKK'lı öldürüldü, beş PKK'lı sağ olarak ele geçirildi.

26 Aralık 2011 - Bismil’de PKK’lıların devriye aracına uzun namlulu silahlarla düzenlediği saldırıda bir polis hayatını kaybetti.

30 Aralık 2011 - Tunceli Merkeze 30 km uzaklıkta bulunan Başakçı Köyü ile Rabat Mezrası arasındaki derin vadilerde bir grup PKK'lının bulunduğunun tespiti üzerine yapılan operasyonda altı PKK militanı öldürüldü.

31 Aralık 2011 - Diyarbakır Merkeze bağlı Kayapınar İlçesi Huzurevleri Mahallesi’nde bir evde bulunan PKK'lılara operasyon düzenlendi. Çatışmaya giren PKK'lılar kendilerini balkondan aşağıya atarak intihar etti.


Şubat 2012 Batman Kozluk Günyayla mevkisinde operasyon yapan güvenlik güçleri sabah 07.30 sıralarında bir grup PKK'lı ile karşılaştı. Güvenlik güçlerinin teslim ol çağrılarına PKK militanlarının ateş açarak karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. 1 şehit verildi.

10 Şubat 2012 Hakkari Çukurca 1 şehit verildi.

21 Şubat 2012 Şırnak Silopi Cudi Dağı'nda operasyonda olan özel harekat polisleriyle PKK'lılar arasında çatışma çıktı. 6 şehit verildi.

24 Mart 2012 Siirt Merkez Çeltikli köyü kırsalındaki Sehi ormanları mevkiinde sabah saat 10.00 sıralarında tespit edilen bir grup PKK'lı ile çatışma çıktı. 1 asker şehit oldu.

4 Nisan 2012 Hakkari ŞemdinliIrak sınırının sıfır noktasında PKK'lı militanlara güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı.1 asker şehit oldu.

10 Nisan 2012 Şırnak Uludere Yemişli köyünün Geymuşule üst bölgesinde güvenlik güçleri ile PKK'lı militanlar arasında çatışma çıktı.2 asker şehit oldu.

12 Nisan 2012 Amasya MerkezÇiğdemlik köyünde askeri aracın geçişi sırasında bomba patlatıldı. 2 asker şehit oldu

21 Nisan 2012 Şırnak Uludere Düğün Dağı bölgesinde arama tarama faaliyetlerinde bulunan timde yeralan 29 yaşındaki Uzman Çavuş Kemal Aktay, PKK’lı militanlar tarafından döşenen mayına basması sonucu yaşamını yitirdi.

25 Nisan 2012 Bingöl Genç'te Operasyon yürüten güvenlik güçleriyle militanlar arasında çatışma çıktı.3 asker şehit oldu.

4 Mayıs 2012 Tunceli Merkez Alacık Köyü’nün Zel Dağı eteklerinde konuşlu askeri birliğe, yoğun sis ve yağmurlu havada PKK’lı militanların uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi.3 asker şehit oldu.

8 Mayıs 2012 - Bitlis’in Tatvan ilçesi Yediören Köyü kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle çatışmaya giren ikisi kadın beş PKK’lı militan öldürüldü.

9 Mayıs 2012 - Tunceli’nin Pülümür Vadisi’nde bugün güvenlik güçlerinin sürdürdüğü operasyonlarda bir grup PKK’lı militanlarla çatışma çıktı. Çatışmada bir uzman onbaşı yaşamını yitirdi.

18 Mayıs 2012 - Jandarma özel harekât timi Amanoslar eteğinde Hatay’ın Döryol ilçesine bağlı Kuzuculu beldesi yakınlarında PKK’lıların kurduğu pusuya düştü. PKK’lıların roketatarlı saldırısında üç subay yaşamını yitirdi, 2 asker de yaralandı.

19 Mayıs 2012 - Hakkari'de PKK’lıların karakol inşaatına düzenlediği saldırıda bir işçi hayatını kaybetti, üç işçi de yaralandı.

20 Mayıs 2012 - Şırnak’ın Uludere ilçesi kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle çatışmaya giren bir PKK’lı militan öldürüldü. Bingöl'de çıkan çatışmada 1 PKK'lı öldürüldü. 1 korucu yaralandı.

21 Mayıs 2012 - Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Yeniyazı ve Doğanca Köyü kırsal kesiminde PKK'ya yönelik başlatılan operasyonda dün bir grup PKK’lı ile çatışma çıktı. Bir PKK'lı öldürüldü.Diyarbakır'ın Kulp İlçesi ile Muş arasında yol kesen PKK'lı militanlar tarafından kaçırılan AK Parti Kulp İlçe Başkanı Veysel Çelik'in kurtarılması için sürdürülen operasyonlar sırasında çıkan çatışmada bir özel harekat polisi yaşamını yitirdi, dört PKK'lı öldürüldü.

23 Mayıs 2012 - Tunceli’nin Ovacık ve Hozat ilçeleri arasında çıkan çatışmada üç PKK’lı militan öldürüldü.

27 Mayıs 2012 - Şırnak'taki Besta Bölgesi'nde güvenlik güçleri ile PKK'lı militanlar arasında çıkan çatışmada, bir teğmen yaşamını yitirdi.

18 Haziran 2012 - Hatay'da güvenlik güçleri ile PKK mensupları arasında çıkan çatışmada bir asker yaşamını yitirdi.

19 Haziran 2012 - Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca Karakolu'na PKK'lı militanlar tarafından saldırı düzenlendi. Saldırıda sekiz asker yaşamını yitirdi. 16 asker yaralandı. On PKK'lı öldürüldü.

21 Haziran 2012 - Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 49. sınırtaşı bölgesinde saat 18.15 sıralarında mayın patlaması sonucu bir çocuk hayatını kaybetti bir çocuk ise yaralandı.

27 Haziran 2012 - Siirt’in Eruh ilçesi kırsalında PKK mensuplarının kurduğu iki ayrı pusuda çatışma çıktı. Çatışmada dört asker yaşamını yitirdi.

30 Haziran 2012 - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinin Pınarbaşı mevkiinde nöbet tutan koruculardan biri PKK tarafından daha önce döşenen mayına basarak yaşamını yitirdi.

23 Temmuz-5 Ağustos 2012 - Hakkari'nin Şemdinli ilçesini kontrolü altına almak isteyen PKK terör örgütü ile 13 gündür süren çatışmalar sonucunda 115 militan öldürüldü. İki uzman çavuş yaşamını yitirdi. On asker yaralandı.

2 Ağustos 2012 - Siirt'in Eruh İlçesi kırsalındaki jandarma karakolu ve üs bölgesine kalabalık PKK'lı grup tarafından ağır silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda iki asker yaşamını yitirdi. Yedi asker yaralandı.

4 Ağustos 2012 - PKK, Hakkâri-Çukurca Karayolu üzerindeki Geçimli Jandarma Karakolu ile Karataş Karakolu ve Darsinki Tepesi’nde bulunan askeri üs bölgesine eş zamanlı saldırı düzenledi. Geçimli’de iki korucu ile altı asker hayatını kaybetti. Çatışmada 14 PKK’lı öldürüldü.

7 Ağustos 2012 - Diyarbakır-Bingöl karayolunu kesen bir grup PKK'lı, durdukları yolcu otobüsünde bulunan ve izne çıktıkları belirtilen üç askeri kaçırdı. PKK'lıların otobüsten alıp bir otomobille kaçırdıkları üç askeri kurtarmak için bölgede hava destekli operasyon başlatıldı.

9 Ağustos 2012 - İzmir’in Foça ilçesinde askeri üsse giden servis otobüsüne saldırı düzenlendi. Art arda iki bombalı saldırının ardından otobüse ateş açıldı. Olayda bir asker hayatını kaybederken, 11 asker de yaralandı. Saldırıda cıvata ile güçlendirilmiş C-4 tipi patlayıcı kullanıldığı tespit edildi.

20 Ağustos 2012 - Gaziantep'te bomba yüklenen otomobil infilak ettirilerek saldırı gerçekleştirildi. İlçe Emniyet Müdürlüğü ve yanındaki polis merkezini hedef alan saldırıda dördü çocuk toplamda dokuz kişi yaşamını yitirirken, dördü ağır olmak üzere 66 kişi de hastanelerde tedavi altına alındı.

22 Ağustos 2012 - Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Bağlar mevkii yakınında askeri konvoyun geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırı ve takip eden çatışmada beş asker hayatını kaybetti, yedi asker yaralandı.

2 Eylül 2012- Şırnak Beytüşşebap İlçe merkezinde bulunan güvenlik noktalarına uzun namlulu silahlar ve roketatarlar ile ateş açılması sonucu çatışma çıktı.10 şehit verilirken 20 pkklı öldü.

Yalnızca Eylül ayının başına dek durum buydu.

Şiddetin ve düşmanlığın bedeli ;uzun yorucu kırıcı bir listeyi gözlerimizin önüne seriyor.

Politikaların siyasi rantın şer odaklı karanlık güçlerin bu ülke topraklarında oynadığı oyun 1984 ten beri sürüyor.Bu ülke vatandaşları artık bir son istiyorlar.

Anneleri kimsenin evlat acısıyla ağlatmaya hakkı yok.

Yine bir yerlerde ateş düştüğü yeri yakıyor ve umutsuzlukla artık son olsun umudu dile getirilecek.

Biliyoruz ki;Binlerce ocağa ve ana yüreğine ateş düştü.

Yandaş medya şimdi kamu vicdanını rahatlatmaya çalışacaktır.

Terör olaylarına sansürle birlikte
10 bin asker operasyonda!Dağ taş bırakmıyoruz!
Uçaklarımız bomba yağdırıyor!

Evet biliyoruz, Uludere'den yağdırdıklarınızı...

Siyasiler;Gereken yapılacak taş üstünde taş bırakmayacağız diyerek cenazelerde safları sıklaştırmaktan başka bir şey yapamayacaklar.

"Milletimizin başı sağolsun!"
"Hakkımız helaaalll olsun"

Asıl soruyu gencecik evlatlarımıza sormalı.

Peki ya siz bizlere hakkınızı helal ediyor musunuz?

15 Eylül 2012 Cumartesi

Bir baba bir oğul bir acı


Öncelikle hiç bir politik siyasal görüşün içinde değiliz

Vatanın bir karış toprağı için yitip giden hayatları sorgularken de hedef salt hükümete sallamak başbakana sallamakta olmadı.

Yanlışları eleştirel yazılarda dile getirdik.

Çok üzüldük çok kızdık.

Koyun değiliz.
Ahmak değiliz.
Cahil değiliz.

Hiç bir partinin şerbetinden de içmedik.Hiç bir partiye yakın değiliz.Ne sağcıyız ne solcuyuz.

Vatanseveriz.

Aynı bayrak altında Türk Kürt Ermeni Çerkez Laz ya da hangi soydan gelirse gelsin insan olarak değerli görürüz.

Herkesin bir yaşam hakkı vardır.

Amaç insanlıktır bizim gözümüzde.Bizce insan olmak en büyük erdemdir.Birey insan olamamışsa bu statüko içinde ne olursa olsun boştur.

.....

Bugün ajanslara bir haber düştü.

"BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Sidar Sakık, Ankara'da evinin balkonundan atlayarak intihar etti."

Sosyal medyada kıyametin kopması gecikmedi.

Patlamaya hazır bomba gibi olan ve evde tatilde kafede barda eğlencede her nerede olursa olsun mutlaka gündeme dair fikri! bulunan sanal çoğunluk faşizme yakın noktalarda bu habere yorumlar getirdi.

İşin özü : Bir babanın gözlerinin önünde balkondan atlayan oğlunun ölümüne şahit olması olmalıydı. Ne yıkım ne acı.

Bir baba bir oğul bir acı.
Benzeri askerde şehit düşen oğul baba ve acısı gibi.

Siz kendinizin yerine koyun bir an için.Katillerle sarmaş dolaş olanların partisi deyip kestirip atmadan.

Bir baba.Bir oğul.
Çok acı.

Bir bunalım neticesi.Oğul babasının yapma demesine aldırmayıp kendisini ölümün soğuk kollarına bırakıyor.

Yorumlardan üzülerek örnekler veriyoruz:

*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğluna Allahtan rahmet,babasına aynı balkondan atlama cesareti diliyorum.
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu intihar etmiş, darısı babasının başına.
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu ölmüş bize ne...hepsi gebersin..
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu intihar edip ölmüş. Hep masumların anaları babaları mı ağlayacak birazda siz ağlayın şerefsizler
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu ölmüş. Hiç üzülmüyorum biliyor musun. Onun da gideceği yer belliydi. Hainlere acımayacaksın!
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu gebermiş. Ailecek çok mutlu olduk. Oğlunun ölmesine değil Allah ona evlat acısı gösterdiği için !
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın Allah cezasını verdi, darısı bütün Can alanların başına!
*BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlunun yani faşist bir örgüt olan PKK savunucularının ölümüne üzülen çakma sosyalistler,eziksiniz lan.

Yüzlerce örnekle uzar gider konu.Evet hassas şeyler yaşıyoruz ülke olarak.Bu sayfa şehit haberleri yağdıkça eleştirinin dibine vurdu.Hamaset siyaseti yapmadan.

Bir baba ve gözlerinin önünde ölüme koşan oğulu.
unutmayın.
Bir baba ve gözlerinin önünde ölüme koşan oğulu.
insanlık.

Ancak konumlar ve ülkeyi bu hale getirenlerin binlerce gencin hayatlarını kaybetmesine aldırmayan politikaların iflası bizi bu hallere sürüklüyor.

Önce insanız.
Sağcı solcu; Türk Kürt Ermeni'den önce.
Önce insan.

Kafatası milliyetçiliğini artık bırakın.

Ortada üzüntü verici bir hadise var ve bundan keyif alamayız.Acımız büyük evet gencecik fidanlarımız kaybettik kaybediyoruz kaybedeceğiz.Ve bu sayfa şehit yazılarıyla inanılmaz destekler ve tepkiler aldı.

Hayat.
Zor.

Bunun acısını kısasa kısasla nasıl çözebiliriz.Çözebileceğiz.

Politikaları iflas etmiş, ölen şehit gençler için askerlik yan gelip yatma yeri değil başta olmak üzere külliyen gaflar dolu iktidarında %50 oyla başımıza getirenler biraz düşünmek zorunda değil mi?

Bardağı hep dolu görmeyin.Ya bardak boşsa.?

Şunu yaptı bunu yaptı.İyi yaptı.Helal.Mücahit.Adam gibi adam gazlarınız ve fanatizminizle de bir yere varılamayacak.

Demireller,Özallar,Çillerler,Ecevitler gören bir toplum bir gün gelecek uyanacak ümidiyle.

Unutmayın bir baba ve bir oğul ve ölümün soğuk yüzü.
İnsanlık.

unutmayın.

13 Eylül 2012 Perşembe

Bak içim sıkılıyor dinle kardeş!


Senden çok uzaktayım.

Ulan, senin dostluğunu da özledim.Hapse girdim ben kardeş.Bu satırlar orada yazılan tuttuğum not kağıtlarından alınmıştır.Ve aynen aktarılmıştır.

....


Şimdi kardeş hapis hayatı çok zor.Bir gün dahi zor.Gardiyan denilen bir adam var.Sert mizaçlı doğulu ve gözünün yaşına bakmayan biri.Adamın ağzına ediyor.

Ya sorma sabahtan akşama duvarlar var ketum bakan insanlar.

Herkes suçsuz lan burada herkes haklı.

Bir de kardeş buraya girince direkt haraca bağlıyorlar adamı.

Mesela ben kıt kanaat geçinen bir adamdım.Girdiğimde iki paket sigara 50 TL para, iki tişört ve bir eşofmanla adım attım içeriye.

Daha ayak basar bakmaz ayak bastı parası 50 TL ve koğuş raconu iki paket sigaram alındı.

Çayları ben servis ettim, bulaşıkları ben yıkadım.

Diyeceksin ki sen dağ gibi adamdın pabuç bırakmazdın, yok bırakmadım başta burnunu öyle bir sürtüyorlar ki sorma el mahkum.

Ben mahkum.

Bir kağıt ve bir kalemde vardı yanımda.Kağıtlara karınca duası gibi yazarak sakladım notlarımı.

Şimdi kardeş biz seninle yıllardır görüşmüyoruz.İyi kötü günlerimiz oldu.Ben senin büyüğünüm ama büyüklük gösteremedim.Özür dilerim.Çok kırdılar hayatta beni ondandır kendimden fırsat bulup senin yaralarına yetişemedim.

Ben kimsenin yalakası yağcısı yandaşı olmadım.Onurum için yaşadım lan ben bu dünyada.

Anam bir başıma beni dünyaya getirdi.Bir başıma gittim hep o karanlık yollardan.

Hapis hayatı zor kardeş.

Sen eğlencelerin ışıkların kadınların cigaraların alkollerin arasındayken ben dört duvar ve soğuk odalardayım.

Canın sağ olsun.Yarasın.

Ama bak kardeş bana duvar ören cezaevi değil sen oldun.Beni bilirsin.İçi böyle sağanak yağışlı bir adamım.Adamdım.

Ama kardeş adamın münasip yerinden kan alıyorlar günü gelince.
Hayat fasa fiso.

Işıkları bende gördüm.En güzel ortamları eğlenceleri kadınları bende tanıdım.

Ama kardeş kimseye güvenmemek lazımmış.

Güvenme.

Ben güvendiğim her şey adına buradayım.Sayım var.Koğuş kalk beşte.Askeriye sandım lan bir ara burayı.Ne askerlik yapmıştım ben be oysa bir vakitler.

Oğlum bak senle ben konuşmadık ya senelerce çok şey oldu lan.

Ben mesela daha çok dibe doğru ilerledim.Seni az çok takip ettim.Bazen aradım.

Biliyor musun.

Hemen kapadım.Bazen kapının önüne o sokağın sonundaki parka gelip oturdum ama kapını çalamadım.

Hangi sıfatla çıkacaktım karşına, ajandandan eski bir tanıdık.Bir dost,bir ağabey, bir kardeş.

Kardeş yok sen beni tanımıyordun ki, bir kaç arızaya bağlayan sohbet.

hangi yüz?
hangi adla?

Yemek yedik aç kaldım şimdi oturdum soldaki ranzadaki bitlisli ters ters bakıyor zaten.

Şiddete meyalim vallahi derttendi kardeş.Başka şey değil.Zevk almadım.Tiksindim kendimden.

Şimdi sana bu satırları bir cezaevinin soğuk bir koğuşundan yazıyorum.

Sen sakın hata yapma girme buralara.
Canını acıtıyorlar.

Bir de şunu gördüm hayatta kime arkanı gönül rahatlığıyla dönersen

...

bıçak!

....

Hemde ne çok güvendiğin insanlardan.
Duysaydın şaşardın.

Neyse.

Bak ben kimsenin adamı olmadım.Kimseye yağcılık yapmadım.
Kimseyi satmadım.Hırsızlık yapmadım.Kadın satmadım.Tecavüz asla.

Öyle olsa,
Kendi cezamı kendim verirdim ulan sen ne diyorsun.

Hiç bir kadına elim kalkmadı bir fıske dahi.

Öyle olsa;
Elimi kırardım lan ben.

Bak kardeş düşüşler serttir.
Kimse olmaz adamın yanında,o yüzden sakın düşme.

Kalktığın zamana dek ortada kimse olmaz bunu bil.
Kalktığına dek de değil kalkınca da...

Ne taptığın aşkın, ne sevdiğin kadınlar, ne can ciğer dostların.

Sakın düşme!

Nereden aklımda düştün lan onca yaram içinde.

Bir ukte.

Seni seven dostluğunu her daim önemseyen bir eski hatıranım ben sadece.

Ben buralarda cehennem azabı çekiyorken sen keyfine bak adamım.

Emin ol yanlış doğru her kimle kimlerle takılıyorsan gününü gün yapıyorsan hiç gocunmadım.

Gocunmayacağım.

Ama unutma ben kimseyle senle olduğum gibi dost olmadım ve kimseyi seni savunduğum gibi savunmadım.

Çıktığımda da görüşemeyeceğimizi bile bile kardeş.


Selametle .

12 Eylül 2012 Çarşamba

Naim abi


Naim abi, sana anlatacaklarım var.

En başta, ey adam gibi adam abim beni bu hayatta yalnız koymadın, ağabeyim yoktu abi oldun.Babam yoktu baba oldun.Eyvallah saygıdeğer şahsiyetine.Şahsına münhasır şerefe cümlelerine.

O şerefe ben nail oldum.
Oysa, senin için çocuktum daha.

Kulağımı çeker dururdun.

Sadece sana dökebilirim içimi.Kulaklarım paslı.Ellerim tutmuyor,titremekten.

Kalem kağıda küseli çok oldu .

Sana bu satırları yazarken, dışarıda hava sağanak acılar çekiyor.Sonbahar mı sızlıyor abi, sen benden daha çok yaşamış, görmüş, geçirmişsin.

Cevap ver.
Sonbahar mı kanıyor.

Terk edilişlerin mevsimi değil miydi?

Bu ucube kentin bir varoş mahallesine sıkıştım beni bu mektup kurtarır ümidindeyim abi .Postacı kelek yapmadan sana ulaştırsa iyi.
Yoksa kayan hayatımın son sözlerini okuyor olacaksın.

Acılar adamı yoğurur derdin.Çekeceksin koçum.Yarana tuz basacaksın derdin.Ben çok çektim derdin.İnfazın varmış, dört duvarlarda çok offlar tüketmişsin.Çok ya sabırlar.

Bende abi bende.Büyük acılar çektim.Büyük yalnızlıklar.

Sen kadar olmasa da.

Ama ben sigaramla bile konuştum.Bir tek o kalmıştı pakette.Kıyamadım içmeye.Bazen kadehlere boğuldum.Bazen kalbim en derin üzüntülerle çıktı aşk sandığım yalanlardan.

Hiç gülmedim be Naim abi,sek içtim bütün mutsuzlukları.

Çok mutlu sanacaksın kendini bazı olaylarda bazı sevdalarda ama uyanacaksın çocuk derdin ya;

Uyuyakaldım geç uyandım Naim abi.

Ondan hep sessizdim.Sustum bütün çığlıklarımı.Benden gittiler ben kaldım.

Görüşemedik bir süre nasılsın acaba iyi misin?

Senle dertleşemediğimiz zamanlar kevgire dönen mevsimler tanıdım.Yağmurlar örttüm düşlere.Kapı aralığından sızan bütün cümleleri evlat edindim.

Beni cümle içine almadılar be abi.Hep bir virgül.Hep bir parantez kapadım.

Sokaklarda köpekler vardı bir de ben, sokak lambasının altına sığınırdık karanlık yüzümüzü unutmak için.Çok yattım parklarda evinin önünde kaldırımlarda.Sevdiğimin.

Ama;
Hiçbirimiz tanrının sevdiği adamlar değildik!

Kendimi kaybettim,hükümsüzdür ilanı verdim.

Naim abi tanrıydım bir zamanlar.Naim abi kaldırıma konan bir yapraktım.Köprünün sallanan verandasıydım.

Ömürlük işleri mevsimlik işçi adıyla yaptım hep.Dikiş bilmeyen terzi gibi sırıttım durdum hayatta.Söyleyemediğim o kadar çok sus biriktirdim ki,masanın kırık ayağı kadar tutunabildim düşlerime.

Senin dediğin gibi çocuk bu hayatta en çok geceler zor geçer.Geçti, üstümden geçti abi.

Yastıklar iki; yatağım hep birdi.Anladım öyle mahpus geceler.Karanlıklar cehennemdir çocuk sözünü..

İçim dışıma hep sus borçlu;dalgalar vurdukça bütün pişmanlıklarımı çaresizliğime...

Çok delirdim ben abi.Hem akıllı olunca hayattan dışlıyorlar sevmiyorlar hiç.

Naim abi,keder...
eylüllerin düşük yaptığı o kumral acı mı?

Misal,uykularım bölük pörçük ama kısmen daha makbul.rüyamda kış mevsimiydim ve tanrıdan ödünç aldım hayatı...

Bundan güzel umutlar var mı kurtuluş sokaklarında.Zaten kurtulamayacağız bu hikayede hiç birimiz..

Sen öyle derdin, değil mi abi.

Bir hamam böceği kadar korkuyorum ışıktan ve
insanlardan.Senin senelerce yattığın soğuk odalardan bende geçtim bir süreliğine hem kaldığın koğuşu gördüm duvarda saydığın günler.Geçmiyor.

Yelkovanın biçtiği yalanları izliyorum cam kenarından.Demirlerin arkasından.

Saatler hep içime mi gider abi.

Tutamaz mı insan durduramaz mı zamanı.

Tanrıda acı çekmez mi?
Acı çektirdiği kullarının halini gördükçe.

Ben tanrı olsam bu denli azap çektirmem yarattığım insanlar bu kadar kıvranırken onların gururuyla oynamam Naim abi.

Kızacaksın tövbe de destur çocuk diyeceksin.

Peki şimdi Tanrı ödünç verdiği hayatı geri alır mı Naim abi.Mutlu olan birileri vardır bir yerlerde onlara bölüştürür mü?

Ben fazla kullanmadım idareli çektim acılarımı zaten.

Olmayacak dua.Amin demeye çalışmak kadar saçma söylediklerim.

Haklısın abi, cevabını az çok tahmin edebiliyorum.

Hem zaten ikinci el hayal kırıklıklarını kim ne yapsın ki?

9 Eylül 2012 Pazar

PAZAR YAZI DİZİSİ-2 "O Şarkı"


Evden gece bir sularında çıktı ve karanlığa doğru yürüdü adam.Sokaklar tekin değildi.Kendisi de.Sevdiği kızı düşündü.Üşüdü.Alkol almıştı.Bünyesinin kaldıracağından çok daha fazla.Yolun kenarında güçlükle ayakta duruyordu.Bir taksi yanaştı.Beylikdüzü'ne dedi taksi şöförüne.Ama ilerde benzinlikte duralım.

Avcılar rampasına doğru yolun sağ tarafında durdu taksi.Adam içeri girdi.Bir süre sonra elinde poşetlerle çıktı ve devam edelim dedi şöföre.Yol boyu bir kaç araç eve yetişme telaşındaydı.Çok hızlı gitme dedi adam.Başım dönüyor.Poşetten bir şişe çıkardı ve içmeye başladı.Derisi soyulmuş ve izmarit izi yerleşmiş dudaklarından çıkan tek kelime;O'nu seviyorum oldu.

Sonbahar gelmişti şehre.Geceleri artık üstünü örtmek zorunda kalıyordu yataklarında kentin insanları.

Kim bilir gittikleri yol boyu ışıkları tek tük yanan evlerde neler yaşanıyordu?

Adamın üzerinde bir şort ve tişört vardı,ayağında plaj terlikleri.Beylikdüzüne geldiklerinde taksiciye parasını ödedi ve kaldırıma oturdu.Taksici;

-Abi hayırdır gidecek yerin yok muydu?
-Beni O'na götür.

Taksicinin mesaisi üçte doluyordu.Arabayı park etti ve adamın koluna girdi hemen yakındaki bir banka oturdular.Beylikdüzü oldukça gelişmeye başlayan modern bir semt olmuştu.

İleride gençler arabalarında biraz müzik eşliğinde demleniyorlardı.
Anlat abi dedi taksici,ben de arabayı teslim edeceğim zaten eşlik ederim sana.

Bir şişe de o aldı.

- Ben O'nu görmek için raydan çıktım bir daha istasyona dönemiyorum dedi adam.

-Nasıl yani?
-Aylardır görmüyorum sesini duymuyorum terk etti gitti beni.O'nun olabileceği her yere gidiyorum geceleri.Belki balkonda belki barda belki restaurantta belki sahilde belki pencereden bakarken belki belki..

Uzadı,şişenin içindeki alkol tükenene dek umut kırıntıları.

-Peki burada olabileceğini nereden düşünüyorsun?

-Ben içtiğim zaman hatırlıyorum unuttuğum her şeyi.Belki bana dokuz ay önce belki de iki sene önce söylediği bir cümleden yola çıktım.Buralarda bir yakını vardı dedi ve

Sigarasını yaktı.Derin bir nefes aldı.

Tarif ettiğin yere yakın inmek istedin o halde bahsettiğin yer buralarda olmalı dedi taksici.

Adam doğruldu bir sokağa doğru ilerledi.
Bir apartmanın önüne geldi ve nöbet bekleyen site görevlisine yaklaştı aradığın kişinin ismini sordu.

-Oooovv hemşerim onlar burada değiller,uzak gelmişsin sen, şehrin diğer ucundalar.Kartal'da.

Rüzgar yüzünü yaladı adamın.Tekrar üşüdü.Cebinde yüzlükler vardı taksiciye döndü ve beni götürür müsün dedi.

Taksici ;
-Abi çok geç oldu bırak boşver dedi.

-Lütfen...

Tekrar araca bindiler ve bu defa yola yararak ve sürat rekoru kırarak köprüye ulaştılar.

Kadıköy'de mola verdiler.Taksici insanlık görevi yaptığını düşündü.Hava almak için indiler.Yak abi benden dedi bir sigara.

Adamın gözünden bir kaç damla yaş geldi.
-Biliyor musun dedi.O'nun için ölümü göze aldım.Evlenecektik Gitmeseydi.O her şeyimdi benim.

Sahile doğru direksiyonu kırdı taksici.Esen soğuk rüzgar kıyı şeridinde hızla ilerleyen aracın camlarından içeri doluyordu.

8 Eylül 2012 Cumartesi

SONSUZA YAKIN


Pamuk İpliği.

Hayat artık fazlasıyla pamuk ipliğine bağlı.Nedenler ve sonuçlar üzerine göz açıp kapayıncaya dek geçen ışık hızı zamanları yaşıyoruz.Arda kalan hikayemizi aslında.

Bir ülkede sabaha uyanmak artık zorlaştıysa durumu bireysel ve toplumsal açıdan sorgulamanın vakti geçmiş olmalı.Vakitler ahir.Bize bahşedilen nefesi ve tanrının yarattığı bu masalı yaşamak bile zorlaşırken.


Anlam.

Hayata anlam katan yalnızlıklar mı.Yoksa bu kısacık ömre sığan bir kaç güzel anı mı.Bu karmakarışık duygu yoğunluğunu bir yerlerde birileri muhakkak yaşıyor.

Uyutulmaya çalışılan toplumda, üç maymunu oynamaya alıştırılan bireyler arasında hangi yeri işgal ettiğimizi bilmek kulakları sağır edici bir sarsıntıdan ibaret.

Geceler.

Çok fazla yalnız kalan ve geceleri dışarıda dolaşmayı tercih edenler bilirler ki, sokaklar git gide anlamını yitiriyorlar.Sokaklar vahşi.Her adım attığında seni çukura sürükleyen etobur bir yaratığa dönüşüyorlar.

Parklar.

Issız, karanlık kuyuları andıran parkların en büyük yalnızlığıdır geceler.Gündüz vakitleri,güneşin veya yağmurun tepede olduğu kulağının çocuk sesleriyle dolu olmasına alışmış parklar.

Geceleri evsiz,sarhoş ve yalnız insanları barındırmaktan yorgun parklar.

Yalnızlık.

Ailen,sevgilin,eşin veya arkadaşların veya ülken.Sevdiklerinin yanında olmaması.Ya da yanında olsa sevebileceğin birilerinin hiç olmayışı.Yaşadıklarının rüyalara pek sığmaması.Ya da rüyalarının yaşadıklarından daha fazla yere sığması.

Yaralar.

Geçmeyen,dinmeyen sızılardan ibaret yaralara sahip olmak bir insanı hayattan soğutmaya şevkini kırmaya yetmiyor mu artık.
Kırılan hayallerin tuttuğun ellerin öptüğün dudakların hatıralara dönüşmesi bir kelime ya da bir cümlenin ucunda.

Ansızın.

Beklediğin terminaller, vapur istasyonları, tren garları ,hava alanları gidenin döneceği yerler değil oysa.
Giden bir kez yola çıktığında bütün istasyonları bütün koltukları bütün bankları yanında götürüyor çünkü.

Hapis.

Hapis hayatı yaşamak özgürlüğünden hürriyetinden mahrum kalmak insanın başına gelebilecek en zor durumlardan biri.Kimsenin düşmeyeceği istemeyeceği odalar, duvarlar soğuk yataklar ve izbe koridorlar var.
Cebinde soğuktan üşüyen ellerinden başka hiç bir şeye sahip olamamak, üşüyen ellerinin üzerinde kalan son izlerin silinmesine dek acı verici.

Fotoğraf.

Hatıralardan arda kalan bir kaç resim dönüşüyor sonsuza yakın yalnızlıklara.Oysa, "o an" mutluluk ve gülümse dolu ne varsa tüketilene dek geçen süreye "ölüm" deniyor.

Unutmak.

Çok kitap okuyarak, çok film izleyerek, radyoda ve cihazının hafızasında ne kadar müzik varsa beyninin aldığı kadar dinleyerek unutmuş gibi her hafta sonu bir yerlere eğlenmeye giderek çok içerek çok uyuyarak çok susarak unutamayacağını biliyor insan.

Aşk.

İlk gördüğün günden hayatın iki kişiyi sonsuza dek ayırdığı güne dek arada yaşanan ve sonrasında yaşanacak o tarifsiz hislerin adı.
Sonrası uykular alaca karanlık.Anılar flu.Yazılan şiirler, söylenen sözler belki de bu yüzden gidenin arkasından.Kalanlar için pek az şey biliyoruz.


Artık.

Her geçen gün anlamlar kendi içinde daha bir anlamsız.
Her geçen gün susmak daha da boğucu.
Her yağan yağmur hüzünlü.
Her yaz daha buruk,deniz kıyıları.
Her el ele tutuşan aşık daha yalnız.


Eskisi gibi değil hiç bir şey.

Çünkü,
Her geçen gün biraz daha sonsuza yakın.

4 Eylül 2012 Salı

TAKIM ELBİSE


Yıllar evveli.
Babam işçi olarak çalışmaya gittiği Almanya'dan güzel bir takım elbise hediye getirmişti.Henüz küçüğüm.
5 bilemediniz 6 yaşındayım.

Bize bolca çikolata,bir bavul viski almış kendisine.Anneme rengarenk elbiseler.Kız kardeşime barbie bebekler,henüz Türkiye'de yok.

Tatil için Antalya'ya yazlığımıza gittik.Babamın bütün senenin stresini atmak için geldiği yaz tatilinde öyle uslu ve söz dinleyen çocukluk geçirirdim ki, intikamımı kalan 9 aydan alırdım.Bizi yanına almamıştı çünkü.Onun yanında sorun çıkarmamaya çalışırdım.

Annem bir akraba vasıtası ile köyden görücü usulü tanıştırılarak babamla evlenmiş.Gençliğini pencerede balkonda ve postacının getirdiği mektuplarda babamı bekleyerek geçirmişti.

Bir kaç kez düşük yapmış benden evvel.Yani ben beklenmişim ciddi ciddi.Sağlık sektörü hastenelerde o yıllar gelişmemiş.Tam umut kesilirken dünyaya ben gelmişim.Son umutlarıymışım.

Küçüklüğüm boyuna Alamancının oğlu diye çağrıldım mahallede.

O yaz babamla bir kaç hafta geçirdiğim özlem dolu bir senenin ardından gelen baba oğul günlerimizi unutmayacağım.Bana yüzmeyi öğretmişti.Balık tuttuk.Ava gittik.Araba sürmeyi bile gösterdi.Öğrenemedim.

Derken yazın sıcak ve güneşli günlerinin akşamları, balkonda babam erkenden kurdururdu sofrayı.Tek başına karpuz beyaz peynir ve mezeleri.Rakı içerdi.Viskileri rakıdan sonra.Sağlam adamdı.Akşam beş gibi başlardı.Geceye dek.

Sonra çıkardı dışarı.Sabaha karşı dönerdi.

Tatilim kumdan şatolar yapmak için yaşıtlarım olan kızlarla sahil kenarında geçti.Babamın Almanya'dan getirdiği dozer ve kamyon beni oyunun içinde acayip fiyakalı hale getiriyordu.

Kendimi inşaat mühendisi gibi hissediyordum.

Süt içme saatimiz gece on sularıydı.Yaz kıyağı on bir taş çatlasa.Bir gece annem önce kız kardeşime bir bardak süt getirdi.Ben bal istemiştim şekeri sevmiyordum.

Annem içeri gittiğinde telefon çaldı.

Hayırdır inşallah dedi annem,küçüktüm ama bir tuhaflık olduğunu sezinledim bütün cahilliğime rağmen.

Telefondaki polis Antalya Cumhuriyet Karakolu'na çağırıyordu .

Annem apar topar çıktı üstüne bir şeyler alıp.
Ben bu sırada yazın büyüsü nedeniyle hiç giyemediğim takım elbiseyi giymeye odaya geçtim sütümü içmedim.Nasılsa annem yoktu.

Ve annem umarım kızmazdı.

Takım elbise güzel bir giysiymiş.Yakışıklı olmuştum.
Kral gibi hissettim o an.

İçimden büyünce ben takım elbiseli adam olacağım cümlesi geçti.Aynaya bakarak.

"Ben takım elbiseli büyük adam olucam,hemde damat olucam dedim."

Aradan zaman geçti.Kapı açıldı.

Annem...
Yanında polis ve üst kat komşularımız.

Babam yoktu.
Gelmemişti.

İçeri geçtim üstümde takım elbise.
Ağlıyordu.

Algılarım yavaş yavaş kayıp parçaları yerine koymaya başladıkça anladım.

Meğer babam içip içip birikimlerini kumar masasında kaybediyormuş.Derken daha fazla.

Çok fazla.
Derken her şeyimizi.

Her şeyimizi kaybetmiş.

Ve ödeyemeyeceği için üç mermi sıkmışlar vücuduna..

Oracıkta vurulduğu yerde can vermiş.

Annem dayanamadı üç yıl sonra sizlere ömür.Kız kardeşim evlendi.
Danimarka'ya yerleşti.

O mutlu yazlarımdan kimse kalmamıştı.

Yıllar sonra Antalya'ya gittiğimde anımsadım ömür boyu aklımdan çıkmayan o yazı.Tatil için değil, bir seminer.Yurt dışından gelen önemli misafirlerle yapılan uzun konferanslar.

Gözlerimden bir kaç damla yaş geldi.

Hayatın savurduğu ailenin hayatını kazanmaya çalışan tek kalanı.

Üzerimde iş için giymek zorunda olduğum takım elbise vardı.

2 Eylül 2012 Pazar

PAZAR YAZI DİZİSİ-1 "O Şarkı"


Hani iki yaz evveli giydiğin elbiseni ve o deniz terliklerini aldığımız sahil kıyısındaki küçük dükkanı anımsıyor musun..?

bir de kolye.
ya onu?

deniz cam gibiydi.kumlar bembeyaz.şarap bembeyaz.

anımsıyor musun,
verandanın köşesine kıvrılmış yatan tüy dökme hastalığına tutulmuş dilberi?

bir parça tentürdiyot sürmüştün,ayağım kayalıklarda kesilmişti de? zar zor ilk yardım çantasını taşımıştın.

siyah bikinin vardı üzerinde,güneşin batma nedeniydin.

arabanın torpido gözünü karıştırdığında kızmıştın en son bana, yine mi bu diyecektin diye,tartışma başlamadan bitsin istedim.

Evet dedim.O cd den bıkmadın mı paranoya olacaksın,takılı plak gibi hep aynı şarkı cümlene.

bir avuç misketimi değişmek zorunda kaldığım küçük feriti de hayal meyal çıkarabilirim şuan, okul yıllıkları ne güzel şeylermiş değil mi?

zamanın durduğu tek nokta.kıpırdamayın çekiyorum pozlarından sonra,küçük notları sınıf öğretmenine veya kurula vermek...

o gün herkesin bir anısı vardı...
herkesi sonra hayat bambaşka yerlere savurdu.

tabancamda tek bir mermi ve viski şişesiyle o küçük kulübeye dek hiç uyumadım,edremit dolaylarına yakındı.

altınolukta sahile sıfır çalıların ağaçların arasında bir ev,
sevişmekten yorgun düşmüş bedenimi dindirdiğim izbe yazlık.

o şarkı götürüyor beni bilinmeyen yerlere özür dilerim.

okuldan almadım daha tolgayı canım dediğinde,ben beyoğlundaki mekanda yerimi almıştım.İçkini de söyledim.

o şarkı çalıyordu yine bir kaç kez istedim garsondan rica ederek,cebine para sıkıştırarak..

dj eski dostumdu sonra kayıtsız kalmamıştı.

ikinci kadeh bitmişti,mekana geldin üst kattaydım.gece ritmini buluyordu,dudaklarını özlemiştim.sarıldım.yapma dur dedin,göz göze geldik...

otelin dördüncü katında,karyola gıcırtısının kesilmesinden sonra,televizyonu açtığında duşa girmiştim.zaga başlamıştı.sesi geliyordu duşa televizyonun ,amansız bir şiddette su kırmızıya döndü.burnumdan şelale gibi kan akıyordu.

nilüferle görüştük.istanbula gelsin demiştin,yalnız kalmasın kocasını yeni kaybetti.yok ben iyiyim beni düşünmeyin siz diye cevap vermişti kadıncağız.e ne yapaydım,zorlamı getireyim kadını...

salıncaktaki küçük çocuğu gözümün önünde biraz daha oynamak istedi diye tokatladı kadın,parktaydım.seyirci kaldım.

sonra herkes gitti.parkı üzerime kitlesinler istedim.yağmur başladı.ıslandım o bankta.kulaklığımdan gelen tınılarda o şarkı vardı.elimde bira.

dişim ağrıdığında gece 05.37ydi.

zamanı çıkaramıyordum.

bu dünyada yaşadığım bir yıl olmalıydı.

mırıldanıyordu müzik setinden ince kurşuni kulak tırmalayıcı bir melodi.o şarkı.

dişim ağrıyordu içinden çıkalı,oturduğun apartmanın o beşinci katına geleli ne kadar olmuş hatırlamıyordum.

kafam dumanlıydı, üstelik çocuk malı güç bela tarlabaşından almıştı.

iki üç tur döndük sonra,kapının kapandığını hatırlıyorum,pelin vardı alt katta.ona inicem demiştin.

permalı saçlı sürtük yine memelerine kapanıp ağlıyacaktır diye umursamadım.

yine kimden ayrılmış kim işini görmüş de kapının önüne koymuş,umrum değildi.

çorluda teras katından bütün ovalar,tepeler,kentin ışıkları görünüyordu.

küpeli çocuk siktir olup gitmedi mi diye sinirle sordum sana.ya ne olur sus onlarda kalıyoruz sedaya söylerim yine.ama gitmez.iç rakını sen deyince çıktım balkona.uçsuz buçaksızdı.

içeride o şarkı çalıyordu.

sabahattin ali kürk mantolu madonnayı hatim ediyordum.uyuyakalmışım.kitap duruyordu kanepede.ne zaman geldin.diye seslendim.kapıyı çarptın.ankara yenimahallede oturuyorduk.

sinemada ektiğimi tamamen unutmuşum.yüzüklerin efendisini de o kadar çok görmeyi istiyordum.özür dilerim.

kumburgaz sahil tarafındaki özel güvenlikli villaların önüne gelip seslendim,görevliye.dayen hanıma geldim.bir kaç dk teyit aldı.içeri girin dedi adam.

villanın önüne geldim,kapı açıldı.üst kattan birileri ile asansör girişinde karşılaştık.adam tuhaf baktı,önemsemedim.

özel bir villa dizaynasyonuydu.
otel kapıları gibi numaralanmış kapılardan biri açıldı.hizmetçi hoşgeldiniz dedi.ve evden ayrıldı.kader planına sadık kalmamıştı.Dayen hanım beni gecelikle bekliyordu.

Seni sustum.

içimdeki şeytana kulak verdim.özür dilerim.

ne içersin dedi.cebimdeki cdyi çıkardım.viski dedim.son sistem müzik setine itina ile yerleştirdi cdyi ve replay yaptı o şarkıyı, dayen.

içimdeki nefreti ona kustum.

ayakkabılarımı beyazıtakki aile dostu haydar ustadan aldım,oturduk çayını içtim.işler kesat,ne olucak bu beşiktaşın hali derken,akp geldi bunların arkası cemaattir aslanım dedi irana döncez.

off çektik.sonra hatıralara gülüştük.seçimleri henüz kazanmışlardı.

asıl off tramvaya bindiğimde geldi kalbimden.o şarkı vardı radyoda.

egenin onyedinci yaş gününe katılmak için geldiğimiz bu mekandan sıkıldım.caddebostanda villadan bozma bir yerdi.

şarap başımı döndürdü.hadi erken kaçalım dedim.
sustun.

ne var ne güzel kalabalık eyleniyoruz işte dedin.kalabalık boğuyordu beni.anlamadın.

audinin vergisini ödediğimde,değiştir sıkıldım bu arabadan demiştin.o sıra mecburi hizmetteydim.

eriyordum kar tanesi gibi.ama sonbahardı.içimdeki eylül sancılanmıştı.

sahaflara inip,bir iki eski plak ve bir kaç kitap aldığım gün uzun uzun çaldırdın telefonumu.açmadım bir süre.

ağlayarak çabuk koş annem annemm diye yüzüme kapadın.

ertesi gün toprağa verdiğimizde seni doğuran kadını;güçlükle duruyordun ayakta.

illa kabristana kadar geleceğim diye tutturdun,sen hatırlamıyorsun sakinleştirici vurdu hemşire sana.

yolda o şarkı mırıldanıyordu arabada.

1 Eylül 2012 Cumartesi

Hepimiz Hüsnü Neşedenyana'yız!


Tüketim toplumu.
teknoloji çağı.

Ne aşklar, Ayhan Işık-Belgin Doruk aşkları Ne de Hüsnü Neşedenyana'nın Müjgan'ı sevdiği sibi seviyor kimse, kimseyi...


Biz,Ah Müjgan Ah paralelinde gideceğiz.Rotamızdır bu film.
Miladımız.

Film teknolojik yetersizlik ve zamanın eksiklikleri ile dolu olsa da duygu kokar,aşk kokar, ders kokar.

İnsanı allak bullak eden esas sahnesi, Hüsnü ile Müjgan'ın yolda tesadüfen karşılaştıklarında aralarında geçen konuşma sonrasında, Hüsnü'nün gözünü ıraklara daldırarak kendi kendine söylediği dört kelimedir.

- senin çocuğun mu Müjgan? biz evlenseydik bizim çocuğumuz olacaktı...

İsmi de koray değil, ali, ahmet gibisinden bir şeyler olacaktı...

- Hüsnü, halen beni unutamamışsın gibi, beni halen seviyormuş gibisin.

Aralarındaki kısa konuşma, Müjgan'ın yere düşen çocuğu yüzünden kesilir. Müjgan, yerde ağlayan çocuğuna koşar. Hüsnü'nün ise dudaklarından, daha doğrusu kalbinden şu sözler dökülür:

"Müjgan'ı unutmak, Müjgan'ı sevmemek"

......


tabi, yazının yetersiz kaldığı bir yerdeyiz.

O filmi aşklar ilişkiler için irdelemek ne kadar doğru değil mi nihayetinde.
Vıcık vıcık sanal sosyal alanlara kaymış her yapay ilişki için bir ders!


Filmin içinde bir yerde; bir gece önce meyhanede mahalle insanlarına, zengin adamla evlenmek için mahalleyi ve sevdiği erkeği terk eden Müjgan'a kızmayın, iyi yaptı;İnsan gibi yaşayacak diyen Hüsnü'nün, Müjgan ve annesi zengin yakışıklı Salih Güney'in arabasına binmeye hazırlanırken, onları hasetle ve nefretle seyreden kalabalığın arasından çıkıp;

-"Müjgan!

etme Müjgan
gitme,
bırakma beni
öldürme ne olur.

bak nişan yüzüklerimiz hazır" diye ağlayışı vardır ki , damarları anason, ciğerleri nikotin ile doldurmak için yeterlidir...

Acıklı olanı ise hayatın Müjgan Ve Hüsnü'nün hikayesini bizlere defalarca tekrarlamasıdır.

Kim adaletten, aşktan ve neşedenyanaysa Hüsnü gibi!

İnancımız yetmez.

Çünkü bizi yaralarımızla yaşamaya acılarımıza alışmaya mecbur eden hayat bu şansı bize tanımıyor.

Yıl 2012 ve bitiyor.Sonbahar.

Aşklar ve ilişkiler bize öğrettikleri, dayattıkları ya da tecrübe ettiğimiz gibi....

-Yalan,Dolan ve Bir Avuç Mutsuz Son...

' Milan Baroš ' diye yazılır, 'ADAM' diye okunur.”

Hayatınız aforizma edebiyatı, ağlak terk edilmişlik kokan cümleler olmuş.
Zaten edebiyat adı altına sığınan sayfaların yarısı saçmalıyor.Bi nefes alın hayata dönün insan olduğunuzu hatırlatalım.

Biz bu hafta sonu güncel olaylara, gözümüze çarpan hadiselere değineceğiz "okur yazar" bakış açısıyla.Söyleyeceklerimiz var.

Bizi bilenler duyarlılık konusunda ve tepki konusunda fason olmadığımızı ve popülerlik peşinde koşmadığımızı da bilir. Sayfa takipçi sayısı için bir yerlerimizi vermeyiz yani.

Konu: Milan Baros

Nerden başlayalım?
Milan Baros'un şehit ailelerine yaptığı 50.000 TL yardımdan mı,yoksa bunu basına sızdıran menajerini kovmasından mı?

Sizce hangisi adamlığını daha çok gösterir?

Bilmeyenler için %99'muzun adını ilk defa duyduğu Vigantice doğumlu Çek Cumhuriyeti vatandaşı olan Baros, Euro 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda oynadığı futbol ve attığı gollerle dikkat çekmiş ardından Liverpool'a transfer olarak Avrupa'nın konuştuğu isimler arasına girmişti.

2005'te İkitelli Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan unutulmaz Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool'un Milan'ı geçerek aldığı kupada payı, teri vardı.

2005-2006 sezonunun devre Liverpool'dan yüksek bonservis bedeli ile Aston Villa takımına transfer oldu. Aston Villa'da bir yıl oynadıktan sonra devre arasında Fransa'ya transfer oldu.

2006-07 sezonunun devre arsında Lyonlu olan Baros, Olympique Lyonnais-Rennes maçında siyahi oyuncu Stephane Mbia'ya yaptığı ırkçı hareketler sonrasında Fransa'da eleştirildi. 24 maçta yer alan Baroš, Fransa'da yaşadığı olaylar yüzünden, sezonun bitmesine yaklaşık 12 hafta kala tekrar İngiltere'ye döndü.

2007-2008 sezonu devre arasında kiralık olarak Portsmouth FC takıma transfer oldu ve takımının FA Cup'u kazanmasında büyük rol oynadı.

2008-09 sezonu öncesinde dünyaca ünlü yıldız 5,5 Milyon Euro bonservis bedeli ile Galatasaray kulübüne transfer olmuştur.Turkcell Süper Lig'de ilk golünü Kocaelispor'a karşı atmıştır.

Derken Süper Lig gol krallığı el üstünde tutulmalar taraftarın sevgilisi mertebesi sonrası sakatlıklar formsuzluklar toparlayamamalar..

Geçen senenin şampiyonu Galatasaray'ın bu sene oluşturduğu RÜYA TAKIM içinde yeri olmadığına karar verilen ve satış listesine konulan Milan Baroš , bu gün gündeme bomba gibi bir insanlık dersiyle geldi.

Ajanslarda ve sosyal medyada şehit Ailelerine 50 Bin TL bağışlayan Milan Baros'un , olayı basına sızdıran menajerini ise kovduğu haberleri düştü.

Üst tabaka denilen cemiyet keyfi yerinde yaşamını sürdürürken , pahalı hayatlar,tatiller, sınırsız zevkler içinde boğulurken "dışımızdan biri" hükümetlerin bir türlü dindiremediği kanayan yarayı görmüş ve insani görevini yapmıştır.

Söz susar.Kelimeler dilini yutar.Yutmalıdır.

Milan Baros'u tanıyın ve ayağa kalkıp hangi takımın koyu kopkoyu fanatik taraftarı olursanız olun, bu insani hareketini alkışlayın istedik.

Milan Baros büyük bir vefa örneği göstermiştir.
Adamın dibidir.

Sizin yalakalık olsun diye sayfa sahiplerinin her yazdığı aforizma sanılan o sözlerinin altına yazdığınız türden adamın dibi değil gerçek adamın dibi...

Teşekkürler ve Helal olsun!

okur yazar

istatistiki kaynak: vikipedia