12 Eylül 2012 Çarşamba

Naim abi


Naim abi, sana anlatacaklarım var.

En başta, ey adam gibi adam abim beni bu hayatta yalnız koymadın, ağabeyim yoktu abi oldun.Babam yoktu baba oldun.Eyvallah saygıdeğer şahsiyetine.Şahsına münhasır şerefe cümlelerine.

O şerefe ben nail oldum.
Oysa, senin için çocuktum daha.

Kulağımı çeker dururdun.

Sadece sana dökebilirim içimi.Kulaklarım paslı.Ellerim tutmuyor,titremekten.

Kalem kağıda küseli çok oldu .

Sana bu satırları yazarken, dışarıda hava sağanak acılar çekiyor.Sonbahar mı sızlıyor abi, sen benden daha çok yaşamış, görmüş, geçirmişsin.

Cevap ver.
Sonbahar mı kanıyor.

Terk edilişlerin mevsimi değil miydi?

Bu ucube kentin bir varoş mahallesine sıkıştım beni bu mektup kurtarır ümidindeyim abi .Postacı kelek yapmadan sana ulaştırsa iyi.
Yoksa kayan hayatımın son sözlerini okuyor olacaksın.

Acılar adamı yoğurur derdin.Çekeceksin koçum.Yarana tuz basacaksın derdin.Ben çok çektim derdin.İnfazın varmış, dört duvarlarda çok offlar tüketmişsin.Çok ya sabırlar.

Bende abi bende.Büyük acılar çektim.Büyük yalnızlıklar.

Sen kadar olmasa da.

Ama ben sigaramla bile konuştum.Bir tek o kalmıştı pakette.Kıyamadım içmeye.Bazen kadehlere boğuldum.Bazen kalbim en derin üzüntülerle çıktı aşk sandığım yalanlardan.

Hiç gülmedim be Naim abi,sek içtim bütün mutsuzlukları.

Çok mutlu sanacaksın kendini bazı olaylarda bazı sevdalarda ama uyanacaksın çocuk derdin ya;

Uyuyakaldım geç uyandım Naim abi.

Ondan hep sessizdim.Sustum bütün çığlıklarımı.Benden gittiler ben kaldım.

Görüşemedik bir süre nasılsın acaba iyi misin?

Senle dertleşemediğimiz zamanlar kevgire dönen mevsimler tanıdım.Yağmurlar örttüm düşlere.Kapı aralığından sızan bütün cümleleri evlat edindim.

Beni cümle içine almadılar be abi.Hep bir virgül.Hep bir parantez kapadım.

Sokaklarda köpekler vardı bir de ben, sokak lambasının altına sığınırdık karanlık yüzümüzü unutmak için.Çok yattım parklarda evinin önünde kaldırımlarda.Sevdiğimin.

Ama;
Hiçbirimiz tanrının sevdiği adamlar değildik!

Kendimi kaybettim,hükümsüzdür ilanı verdim.

Naim abi tanrıydım bir zamanlar.Naim abi kaldırıma konan bir yapraktım.Köprünün sallanan verandasıydım.

Ömürlük işleri mevsimlik işçi adıyla yaptım hep.Dikiş bilmeyen terzi gibi sırıttım durdum hayatta.Söyleyemediğim o kadar çok sus biriktirdim ki,masanın kırık ayağı kadar tutunabildim düşlerime.

Senin dediğin gibi çocuk bu hayatta en çok geceler zor geçer.Geçti, üstümden geçti abi.

Yastıklar iki; yatağım hep birdi.Anladım öyle mahpus geceler.Karanlıklar cehennemdir çocuk sözünü..

İçim dışıma hep sus borçlu;dalgalar vurdukça bütün pişmanlıklarımı çaresizliğime...

Çok delirdim ben abi.Hem akıllı olunca hayattan dışlıyorlar sevmiyorlar hiç.

Naim abi,keder...
eylüllerin düşük yaptığı o kumral acı mı?

Misal,uykularım bölük pörçük ama kısmen daha makbul.rüyamda kış mevsimiydim ve tanrıdan ödünç aldım hayatı...

Bundan güzel umutlar var mı kurtuluş sokaklarında.Zaten kurtulamayacağız bu hikayede hiç birimiz..

Sen öyle derdin, değil mi abi.

Bir hamam böceği kadar korkuyorum ışıktan ve
insanlardan.Senin senelerce yattığın soğuk odalardan bende geçtim bir süreliğine hem kaldığın koğuşu gördüm duvarda saydığın günler.Geçmiyor.

Yelkovanın biçtiği yalanları izliyorum cam kenarından.Demirlerin arkasından.

Saatler hep içime mi gider abi.

Tutamaz mı insan durduramaz mı zamanı.

Tanrıda acı çekmez mi?
Acı çektirdiği kullarının halini gördükçe.

Ben tanrı olsam bu denli azap çektirmem yarattığım insanlar bu kadar kıvranırken onların gururuyla oynamam Naim abi.

Kızacaksın tövbe de destur çocuk diyeceksin.

Peki şimdi Tanrı ödünç verdiği hayatı geri alır mı Naim abi.Mutlu olan birileri vardır bir yerlerde onlara bölüştürür mü?

Ben fazla kullanmadım idareli çektim acılarımı zaten.

Olmayacak dua.Amin demeye çalışmak kadar saçma söylediklerim.

Haklısın abi, cevabını az çok tahmin edebiliyorum.

Hem zaten ikinci el hayal kırıklıklarını kim ne yapsın ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder