24 Ekim 2012 Çarşamba

"Yüzü Yamalı Birer Kırık Aynaydık Hepimiz"


Şimdi depresif yağmurlar mevsimindeyiz.
Bize hatırlattığı hüzünler çalıyor yine kapıyı. Çünkü bu hayatta neye niyet ettiysek, rahmet değil lanet yağdı durdu üzerimize.

Çok uzun yolculuklar yaptı yüreğimiz. Kalbimiz by pass edildi durdu ilişkilerden terk edilişlere.

Aynı filmi bıkmadan izleriz ya;
İşte biz de kendi rolümüzü ezbere oynadık her defasında.

Ruhumuzun acımasını mengene içine sıkıştırılmasını dinledik durduk sessiz çığlıklarımızda.

Duymadık.
Hiçbirimiz.
Bir birimizi.

Şehir uyurken evlatlarımızı reddettik mirasımızdan, onlar henüz doğmamış mektuplarımızdı gökyüzüne yolladığımız.

Şarkılar birikti içimizde. İçimiz dışımıza küstü.
Sustu.
Susarken bölündü parçalara bütün hayaller.

Kırılgan olan elde kalandı. Yarınlardı. Ertelenen düşlerdi.
Sevişler.
Sevişmeler.

Hayata gülümseyişler.


Oysa bu hayat bir bacağımızı mayına basıp kaybederek başlatıyordu bizi maratona.

Yürümeliydik oysa.
Koşmalıydık.

Sancıyana dek.

Sancılar.
Hiç bir muayenede çıkmıyordu.

Raporlarımız temizdi.
Umutlarımız kirlenmişti.

Katiyen ve malulen
Kaybedendik.

Kayıplar coğrafyasında yüzü yamalı birer kırık aynaydık.

Daha iyi olacak sanıyorduk.
Hiç bir şey.
İyi olmadı.

Kaybedip durduk kumar masasında.
Hayatımız üzerine oynayıp durdukça.

Sürekli amorti.

Zamanı içimize kaçmış puslu vakitler;
Çiçekler solar, açar, solardı.
Yazlar uzaktan güzel kalırdı hep bize, Yakınlaştıkça anılara dönüşürdü bütün hatıralarımız.

Dokunduğumuz yeri yitirdik bu şehirde.

Gidenin ardından el salladık.
Cam kenarı kırıklar battı uzun yollarda canımıza.

Dokunduğumuz yeri yitirdik, lanetledik.

Kent sarıyor yaraları diye avunarak hayatta, ayakta durduk, yenildikçe.

Bir daha.
Umduk.

Yenilmekten eskimiş yüzümüzle çıktık bizi tanımayan iç acılarımızın toplamını anlamayan yepyeni heyecanların karşısına.

Bizi tanıdılar.
Ayak izlerimizden.

Yaralarımızdan kalan izlerden,
dikişlerimizden.



Tanıdılar.

Kimi sevmeye kalksak, hep bir bacağı eksik koşucuyduk biz.
Koşmak gerekirdi aşkın peşinden.

Biz yetişemedik.

Biz?

Mağrur.
Gururlu ama kaybeden yaralı yüzler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder