23 Ağustos 2012 Perşembe

SİZ YAZDIKLARIMI RAHATTA DİNLEYİN; BEN HAZIROLDA AĞLARIM.


Şimdi çok geç.
Bir aşkı hatırlamak için.

Ya da yeniden aşık olmak için.

Artık keder şehri sarmış durumda. Kederin rengi mavi. Ve mavi, sevgililerin dudaklarındaki "seni seviyorum" kadar yalnız. Dönüşü olmayan yolculukları anımsatan havalar gibi, ağlayan gök yüzü gibi..

Siz aşkı tanıdınız...
sevmeyi sevişmeyi özlemeyi mutluluğu buldunuz.ben bilmiyorum en güvendiğim yerden aldım darbelerimi.boşluğumda yedi dikiş var.oysa doluydum kadehler dolusu.

siz maviyi güneşi yazı bilirsiniz ben soğuk odaları soğuk yatakları soğuk tabutları ıssız mevsimleri, yalnız ve acı dolu şehirleri...

günahı bilirim siz dualarınızla mutluyken.siz inanırken ben inançsızlıktan ölürüm.

herkese herşeye mütamediyen..

tanrı var dersiniz ben göremedik hiç derim O yukarıda dersiniz cahil yukarda olamaz O her yerde cevabını da yapıştırırım.Hem tanrı bu denli acı çekmemize sadece sabrımızı sınamak ve vaadettiği cennetine almak için mi izin veriyor...

şimdi aşıksınızdır muhtemel,ailenizle yolculuğa çıkmışsınızdır sevgilinizi molalarda arıyor ya da sürekli mesjlaşıyorsunuzdur bir yanda müziğinizi dinlerken.

yada sevgilinizle eşinizle tatil için yer ayırtmışınızdır cuma akşamı gelse de çıksak diye sabırsızlanıyorsunuzdur.

siz gidin ben şehri beklerim.hatıralarımı da götürün yanınızda bana batacak yakacak acıtacak çünkü.ben başa çıkmayacağım.

kafamda bir dolu insansınız kalabalıksınız sıkılıyorum sizden.

şimdi bana susun ben konuşayım.şimdi bana bir şeyler söyleyin,susmaktan öleyim.

cümlelerimi beğenmeyin ya da beğenip geçin göz atıp geçin popüler olan her neyse ona koşun yada durun.

kalbimi bağışlamayacağım durun.

kalbimden çok çektim.
en olmadık yerlerde imkansız olan kimse onu seven kalbimden.terk edildiğimde en büyük sıkıntılarımın sebebi.

yeni bir hayat için çok yaşlıyım eski hayatımın yükünü taşıyamayacak kadar da küçük...

şimdi siz güzel anılar dersiniz yaz bitiyor doğru ya.banane.
ben sonbaharım anlamam.benim hatıralarım solgun sarı yapraklara benzer.ben kendi mevsimime doğru yürüyorum.

siz hayatınızı mutluluğu yakalamakla harcarken ben harcanan hayatımın mutsuzluğuyla iyiyim.yani iyiyim.sanırım iyiyim.

yo yalan tabi,değilim.
hem kime ne.hem size ne.

hepimiz unutulacağız.zaman bizi un ufak edecek,yok edecek hem.

en azılı katil zamandı hatırlayınız.

geçer,düzelir,unutulur,daha iyi olacak ama

zamanla...

yalan.

en büyük fırtınaların o zamanın içinde bizi savurduğunu unuttunuz hepiniz.ben unutmadım.

bu şehirde ve dünyanın her hangi bir köşesinde bütün cinayetleri zaman planlıyor.

fark etmediniz mi?

düşünün hele bir diyeceğim ama zahmet etmeyin yormayın beyninizi daha mühim çok şeyleriniz vardır nasılsa.

aslında zaman makinem olsun isterdim.bazı tarihler var hafızamda kazılı.
o vakte gidip orada kalmak.

sonra zaman makinesinin geçmişini siker atardım.

radyoda çalan şuan ki şarkıyı da; beni şuan bir yerlerde unutan, başka birinin ellerini tutan, onun dudaklarını öpüp onun göğsüne yaslanan hatırama armağan ediyorum.

Sahi mutlu mudur?

yani onla
yani bensiz

ya bizsiz

fazlası iyi gelmiyor kederin,saçmalıyor insan.cümleler yamuk yumuk.sesin çığlıklarını bastırmak için kurgulanmış bir düzenekten ibaret.

imkansız demeyin imkansızı da denemeyin.

nedeni:zaman

bir defa eline düştünüz mü sizi bir ömre hapsediyor ve tükeniyorsunuz avuçlarında...

o ise sıradakinin heyecanı içinde yeni kurbanını bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder