2 Şubat 2013 Cumartesi

"Şimdi Neredeyiz, Biz Kimiz?"

Biraz sıkıcı akşamlar artık.
Söyleyecek sözler yerini çevrim içi buluşmalara, yüz yüze özlemler ise, facebook ya da instagrama atılan fotolara bırakıyor yerlerini. Ahizeyi kaldırıp uzun bir müddet sonra beklenen sesin heyecanıysa skype yada varsa operatörün insafına bırakıyor yerini.

Eskiden kendini unutturmaksa amaç, telefonlara çıkmamak çalıştığınız yerden ayrılmak yada taşınmak yeterdi. Şimdi bütün ulaşım araçları aynı kapıya çıkıyor. Sanal dünyaya sosyal medyaya. Hesaplar, her şey gözünüzün önünde!

Uzaktan uzağa devam ettikçe siz; unutamamaya, sevmeye...

Yeni fotolarındaki mutluluk pozlarını, sizle birlikte iken bilmediğiniz düşüncelerini görmeye, size zamanında arkadaşım olarak geçiştirdiği kimselerin aslında arkadaşlıktan da öte olduğunu anlamanıza sebep oluyorsunuz.

Eskiden bir çay içmek, ilk buluşmanın vazgeçilmeziydi. Çokça heyecanla, biraz telaş biraz endişe birazda ürkerek edilen sohbetlerin tadı unutulmazdı. Acaba nasıl biri diye merak ederken ve sonrasında tekrar buluşacak mıyız cevabının sonsuz karın ağrısını çekerken bunların yerini "eklemek", "takip etmek" aldı. Daha karşısındaki tanımadan bilmeden, twitter veya facebook duvarlarına göre karar bile verebiliyor insan.

Zamane aşklarının, günümüzün ilişkilerinin geldiği tüketildiği nokta sabun gibi kayıp gidiyor ellerimizden. Kimse kimseyi tanımıyor, tanımak için fırsat vermiyor. Çok çabuk vazgeçiyor. Herkes acele üstüne acele ederek, önündeki maçlara bakıyor. Önündeki sıfır km heyecanlara. Birden fazla, birden farklı. Hepsini aynı potada yaşamanın verdiği haz. Muhteşem!

Bir zamanlar; çok uzaklardaki yarinin, mektubunun yolunu gözleyen, o gözü yaşlı sevdalı insanların suçu neydi diye insan sormadan edemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder